İşte Mustafa Esmer Cengiz'in yazısı:
Cimcime ne yapıyor acaba?
Ya kağıt toplayıcısı Mehmet abi, Evi yok ki otursun, çıkmasın dışarı!
Ya Arif abi?
Boyacı sandığını sırtlayıp sokağa inmezse ölür! Koronadan değil, açlıktan. Ya huzurevleri ve yetimhaneler...
Peki ben?
Kaldı ki işimiz gazetecilik bizim; sokağa çıkmadan olmaz.
İnsanlar insandan kaçar oldular; haklılar da.
Böylesi görülmüş şey değil; korkunç bir belirsizlik!
Her kafadan bir ses; sosyal medya kaynıyor!
Yok biyolojik silah diyenler, yok işi kehanete bağlayanlar, yok iklim değişikliği, ozon tabakası, buzulların erimesi…
Acaba yarasadan mı, karıncayiyenden mi ?
Neyse ne; ama bir gerçek var ortada ve insanlar ölüyor işte.
Kimse ölmek istemezki.
O halde? Tüm önlemlerimizi almalıyız.
Ben de öyle yaptım; işin şakası yok. Markete gittim; bayatlamaz ekmek aldım, zeytin, peynir, birkaç koli yumurta; domates ,biber, soğan…
Menemen tarifi aldım bir dosttan; kıymalı, kıymasız basit yemek tarifleri.
Bilgisayarım, kitaplarım, rakım, şarabım: bir de kadirşinas komşularım.
Daha ne olsun?
Elde var yalnızlık, olsun; alışkınız zaten.
Okuya okuya, dinleye dinleye korona uzmanı olduk her birimiz zaten. Nasıl bulaşır, bulaşmaması için neler yapmak lazım, belirtileri nedir, ilk nereye başvurulacak sular seller gibi ezberledik.
Korkuyu yendik; o bizden korksun.
Mümkün olduğunca, çok zorunlu olmadıkça lütfen çıkmayın dışarı, kitaplar en iyi dosttur bunu unutmayın.
Geçmiş olsun diyelim, geçsin.
Evde Kal Türkiye
Gececek Elbet...