Asgari ücrete yapılan zammın daha hesaplara geçmeden yüksek enflasyon karşısında eridiğini belirten KESK Dönem Sözcüsü Murat Doğan, emekçilerin sefalet ücrete mahkûm olmayacağını söyledi.
TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmadığını ve vatandaşlar olarak enflasyonu çarşıda pazarda hissettiklerini ifade eden Doğan, “Yıllardır emeği ile geçim mücadelesi veren bizler gittikçe artan hayat pahalılığını iliklerimize kadar yaşamaya devam ediyoruz. Geldiğimiz noktada yıllardır sahnelenen bu oyunların sonuçlarını gizlemek artık mümkün değildir. Yandaş medya ne kadar yalan bombardımanına tutarsa tutsun halkın yüzde 99’u kendi yaşadıklarından yola çıkarak gerçeğin öyle olmadığının farkındadır. Tüm kamu emekçileri ve emeklileri yüzde 30’luk artışın yaşanan hayat pahalılığının sürdüğü koşullarda kısa sürede eriyeceğini bugüne kadar defalarca tecrübe etmiştir” dedi.
“HER 5 KİŞİDEN BİRİ AÇLIK SINIRI ALTINDA MAAŞ ALIYOR”
İki kişiden birinin asgari ücret kazandığına dikkat çeken Doğan, “Bugün ülkedeki her beş kişiden biri açlık sınırı altında bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır. Kamu emekçilerine ve emeklilerine yapılacak artışın açıklandığı 4 Ocak’tan bu yana, bir hafta geçmeden A’dan Z’ye her şeye fahiş oranlarda zamlar yapıldı. Elektrikten doğalgaza, gıda ürünlerinden geçen yıla göre en az iki kat artan kiralara kadar uzanan zam kasırgası hız kesmeden devam ediyor. Her iki çalışandan biri asgari ücretlidir. Bu kadar geniş bir kesime reva görülen asgari ücret ise son artışa rağmen daha ceplere bile girmeden açlık sınırı altında kalmıştır” diye konuştu.
“İNSANÇA YAŞANACAK ÜCRET İSTİYORUZ”
Emekçiler olarak taleplerini tekrarlayan Doğan, “Öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmasını, insanca yaşamaya yetecek bir ücret için en düşük kamu emekçisinin maaşına eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını, tüm vergi yükünü ücretlilerin omuzlarına yıkan, her yıl daha da büyüyen gelir vergisi adaletsizliğine derhal son verilmesini, gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
kaynak:mersin yaşam