Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, Güney gazetesinden Abidin Yağmur’a açıklamalarda bulundu. Belediyenin durumunu ve hedeflerini değerlendiren Başkan Bozdoğan’ın açıklamalarından bazı satırbaşları şöyle: “Belediyemizin ürettiği halk ekmek 75 kuruştan satılıyor. Ekmek başına 1 kuruş kâr ediyoruz. Buna rağmen kâr eden tek halk ekmek fabrikası biziz. Günde 42 bin ekmek üretiyoruz. Ayrıca 1187 aileye glütensiz ekmek dağıtıyoruz.”
“KÖYLERİ KALKINDIRACAK ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ”
“Tarımla ilgili olarak köyleri güçlendiriyoruz. Ayrıca her köyde doktor odası, okuma odası olacak. Her gün 4 elemanımız dolaşıyor köyleri. Bir veteriner, bir ziraat mühendisi, bir hekim, bir de sosyal güvenlik uzmanı var ekipte. Bunlar doktor odasında köylüyle bir araya geliyorlar. Temel amacımız köyden kente göçü önlemek. Köyleri kalkındırmak. 129 köyümüz var. 129 köyde de bu hizmetleri yapıyoruz. Köylerin tamamında atalık tohumlarla ekim yaptık. Şu an gen bankamızdaki tohum sayısı 100 milyonu geçti. Yani Tarsus’ta baştan başa 3 kez ekim yapabilecek kadar tohum var elimizde. 8 kişilik ziraat mühendisi ekibi ile çalışıyoruz. Toprak analizi yapıyoruz, ona göre çiftçinin ekim yapmasını yönlendiriyoruz.”
“GIDA YARDIMI YAPIYORUZ AMA BİR YANDAN DA ÜRETİME TEŞVİK EDİYORUZ”
“Halkı tüketime alıştırmaktan çok üretime yönlendirmemiz gerekiyor. Biz de erzak dağıtıyoruz. 75 bin paket erzak dağıttık, 650 ton sebze ve meyve dağıttık yoksullara. 14 kişilik dağıtım ekibimiz var. Geceleri dağıtım yapıyorlar ve sosyal medyada bunların resimlerini yayınlamıyoruz. Bunları yapıyoruz ama temel amacımız tüketim için dağıtmak değil, insanları üretime yönlendirmek. İnsanların üretmesini sağlamak, üretenin kazanmasını sağlamak. Süt üreticisini destekliyoruz, buğday üreticisini destekliyoruz. Kadın üretici kooperatifine ortak olduk, destekliyoruz. Pandemiden sonra büyük bir ekonomik kriz olacağını düşünüyoruz. İşsizlik olacak, yoksulluk artacak. Sosyal belediyecilik işte o zaman gerekli olacak. Onun için üretmemiz lazım. Sosyal belediyecilik dağıtmakla değil, üretmekle olur.”
“EN BÜYÜK TASARRUF KAYNAĞIMIZ HIRSIZLIĞI ÖNLEMEK OLDU”
“Cari fazlalığı olan belediyeyiz. 82 milyon cari açık veren bir belediye iken cari fazlası veren bir belediye haline geldik. Bunun sebeplerinden biri tasarruf. Özellikle akaryakıtta önemli miktarda tasarruf sağladık. Ama en büyük tasarruf kaynağımız hırsızlığı önlemek oldu. Belediyenin parasına, halkın parasına sahip çıkarsanız belediyeler cari açık vermez. Biz bunu yaptık. Belediyeye gelen misafirlere vereceğimiz, ziyaret ettiğimiz kişilere götüreceğimiz hediyeleri bile kendi olanaklarımızla yapıyoruz. Özel kalemde para harcayacağımız bir şey kalmadı çünkü birçok şeyi kendimiz yapıyoruz. Belediye şirketleri üzerinden yapıyoruz, böylece paramız belediyede kalıyor.”
“ÖNCEKİ DÖNEMDE YAPTIRILAN 7 BAŞKANLIK MAKAMI VARDI. YIKTIRDIM”
“Mali durumumuzun düzelmesinin en önemli sebebi denetimleri sıkı tutmamız. Belediyenin harcadığı her kuruş, her evrakı denetliyorum. Böyle yaparak israfı önledik. Göreve geldiğimde belediye başkanının tam 7 tane makam odası vardı. Hepsini yıktırdım sadece bir tane kaldı. Belediye kompleksi içinde başkanlık konutu yapmışlar. Pandemiden sonra o konutu çocuklar için kreş yapacağım.”
“DEVRİ SABIK YARATMADAN, KÜFÜR ETMEDEN MAHKEMEYE VERDİK”
“Devri sabık yaratmadık ama geçmiş dönemin dosyalarını titizlikle inceledik. Usulsüzlük, yolsuzluk olanlarla ilgili dava açtık. Şu an önceki dönemde görev yapan memurlardan 23 kişi yargılanıyor. Vatandaşa söz verdiysek doğrusunu yapmak zorundayız. Ama ben küfür ederek yapmadım. Kızarak yapmadım. Kavga ederek yapmadım. Yasal süreci işlettim, davaları açtım.”
“MBB MECLİSİNDE ARKA SIRALARDA OTURMAK İSTİYORUM”
“Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi toplantılarında en arka sırada oturmayı tercih ediyorum. Bu meclise özel bir durum değil. Ben vatandaşla iç içe olduğum yerlerde de arka sıralarda otururum. Mecliste önde oturmak istemiyorum. Meclisin, Mersin için çok şey yapabilecekken bir şey yapmadığını görüyorum. Onun için mecliste çok konuşmuyorum.”