Soru önergesinde Dinçer, “Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yönden sonradan yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeni ile toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksimlerini karşılama güçlükleri olan koruma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi;
Bu tanımdan yola çıkarak şunu varsayabiliriz ki engelli bireylerin günlük hayatta karşılaştıkları zorluklar belirlenerek, özel gereksinimleri karşılandığında ve ihtiyaç duydukları hizmetler ve eşit erişim hakkını hedefleyen düzenlemeler sunulduğunda, toplumsal yaşama uyumları artacak ve engellilik durumu engellenmişlik durumuna dönüşmeyecektir. Türkiye’de toplam 4milyon 876 bin engelli vatandaşımız var, yani büyük bir azınlık.
Hayatlarını idam ettirebilmek için eğitime, çalışmaya ve sosyalleşmeye ihtiyaçları vardır. Yaşam alanlarının her köşesine erişilebilir olup hayatlarını kolaylaştırılmalıdır, yollar, binalar vs istihdam alanı genişletilip verilen sözler yerine getirilmelidir. HAYATLARIN ÖNÜNDE ENGEL OLMAYIP, ENGELLERİ KALDIRMALIYIZ.” İfadelerini kullandı.