Demir, “Şiddet denilince akla ilk ve hep fiziksel şiddet gelir. Oysaki hepimizin bildiği gibi şiddet dilde başlar. Şiddet dilde başlar, dilde normalleşir, sonra eyleme dönüşür.
Sözlü cinsel şiddet kadınların en çok maruz kaldığı şiddet türlerinden biridir. Sözlü cinsel şiddet de fiziksel cinsel şiddet kadar psikolojik, duygusal ve toplumsal açıdan zararlara yol açan bir insan hakkı ihlalidir.
Üzülerek belirtmek gerekir ki kadını aşağılayan ve erkekliği üstünlük sayan zihniyet, kadın cinayetleri ve cinsel saldırıların arkasında yatan zihniyettir.
Bu zihniyet dil aracılığıyla taraftar toplar. Kadına yönelik şiddetle mücadele ederken, şiddetin, daha başlangıç aşamasında, dilden çıktığı anda engellerle, mücadeleyle karşılaşması gerekmektedir” dedi.
“KADINLAR BOYUN EĞMEYECEK”
“Seçtiğimiz sözcükler algılarımızı, zihnimizi yansıtır” diyen Avukat Derya Demir acıkmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bazen öyle sözcükler çıkar ki ağızlardan; mesela bir bakarız o saatte o kadının orada ne işi varmış? Der biri.
Başka biri de çıkıp, “Çığlık atmış mı? Şikayet etmiş mi? E bunca zaman ne yapmış?” der
Diğeri de “Ama o da yüz vermiş, kim bilir ne yapmıştır da onun başına gelmiştir.” der.
Bütün bu cümlelerle mağdurları suçlarken failler bunları dinleyip ellerini ovuştururlar, çünkü mağdurun suçlandığı her cümlede o aklanıyordur.
Yaşamak zorunda bırakıldığımız şiddet makul ve kabul edilebilirmiş, zaten bunu hak etmişiz gibi gösterilip tekrar tekrar travmatize edilir kadınlar.
Peki sizler kadına yönelik bir şiddet eylemini duyduğunuzda algılarınız nasıl çalışır?
Mağduru suçlayacak bir argüman mı bulursunuz yoksa faillerden amasız hesap mı sorarsınız?
Önce aklınıza mağdurun davranışları mı gelir failin eylemi mi?
Bugün ben de planda olmadığı halde söz alarak bunların düşünülmesini istedim.
Şu sloganlar akıllardan hiç çıkmasın: Kadınlar boyun eğmeyecek. Kadınları aşağılayan, yok sayan zihniyet ise hesap verecek.”
kaynak:mersin yaşam