Programa çerağlar uyandırılarak başlandı. Mersin Cemevi İnanç Kurulu Başkanı Erdoğan Sevin Dede’nin okuduğu Gülbengin ardından, katliamda Hakk’a yürüyen canların anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) İnanç Kurulu ve Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, ‘Yaşadığımız bu topraklarda Aleviler inanç ve yaşam tarzlarından dolayı, bir siyaset tarzı olarak onlarca katliamı yaşamıştır. Maraş Katliamın 28.yılında örgütlü Aleviler sayesinde, Maraş’ta anma programı yapıldı. Yaşadığımız acıların muhakkak dillendirilmesi lazımdır. Bu acıları dillendirirken kin, nefret, öfkeyle değil, bütün demokratik kanalları kullanarak dile getirmeliyiz. Bu topraklarda demokratik koşullar olgunlaştığında, katliamlar ders olarak okutulur. Böylece genç nesiller bu haksızlığa sebep olanları bilir ve ülkemizde yaşanan katliamların lanetlenmesi halinde bu topraklarda böyle acılar yaşanmaz.
Son 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde; nerdeyse her ay, bir katliamının yıl dönümü anmaları yapılmaktadır. Türkiye’de Alevi katliamları ile ilgili bu güne kadar hiçbir iktidar yüzleşmeye yanaşmadı. Katliamların üstünü örtmek ile gerçekleri örtemezsiniz. Bir gün hak yerini bulacaktır. Devlet, mağduriyet yaşayan toplumdan özür dilemelidir. Özür dilemesi halinde mağdur halk ruhen rahatlar. Yaşadığımız bu topraklarda barışın daim olması bizim dileğimizdir. Halklar ve inançlar arasında kin, öfke ve nefretten uzak, kardeşçe yaşamayı Cenabı Haktan niyaz ederim.’’ diye konuşmasını tamamladı.
Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren, ‘’Öyle anlar vardır insanın nutku tutulur, ne söyleyeceğini bilemez. En büyük sorun halklarının birbirini doğru tanımamasından kaynaklıdır. Sünniler, Alevileri, Aleviler de Sünnileri doğru tanısaydı, böyle acılar yaşanmazdı, toplumlar birbirlerinden zerre kadar nefret etmezdi. Maraş olaylarından önce, demokrasi güçleri olan sol hareket ön plandaydı. Sol hareketin gücünü inanç unsuru kullanarak kırdılar. Maraş olayları emek ,sermaye ilişkisinin sonuç vermeyeceğini anlayan egemen güçler tarafından ortaya çıkarıldı. İnsanları doğru eğittiğimiz zaman, gerçek düşmanı fark ederler. Gerçek düşmanı fark ettiği zaman, barış içerisinde dostça yaşamayı öğrenirler. Bunun yolu da demokrasiden geçer. Demokrasi ve örgütlenmeye ağırlık vermeliyiz. Dini siyasete alet edenlerin elinden böylece bu önemli kozu almış oluruz. Yaşanmış olaylardan ders almalıyız. Ülkemizde yaşanan katliamların sebepleri üzerinde durmamız gereklidir. Genelde sonuçlar üzerinde değil de nedenler üzerine düşünmeliyiz. Demokrasi ve bilinç, eğitimle, kazanılır . Yaşadığımız acıları bir daha yaşamamış oluruz.’’diye konuşmasını tamamladı.
Mustafa Talipoğlu ve Ozan Açıkalın’ın müzik dinletisinin ardından Zakir Rıza Aydın canımızın seslendirdiği deyişle kadın canlarımız semah döndüler. Anma programı sonlandırıldı.