|
“Önce MERSİN” demeyi öğrenmek zorundayız…
|
|
|
|
Çağımız iş birliği ve organizasyon çağı. Tek başına bir güç olmak, tek başına başarılı olmak artık geçmiş dönemlerin bir özelliği. Çağımızda ve geleceğin dünyasında; ekonomide, ticarette, üretimde, eğitimde, kentin her alandaki gelişiminde başarılı olmak istiyorsak, sürdürülebilir ve sürekliliği sağlanan bir başarı elde etmek istiyorsak, etkin diyaloga bağlı bir iş birliğini önce kent genelinde tesis etmek zorundayız. Kentimizin önemli ve köklü kurumları var. Ancak, ne kadar köklü, büyük veya önemli olursak olalım, tek başımıza bir şey yapamayız. Her kurumun farklı gücünden, faklı becerilerinden yaralanmak ve bu gücü iyi organize etmek gerekir. Ve bu işbirliğinin kentin bir kültürü haline gelmesi sağlanmalıdır.
|
|
|
|
Bu etkin diyalog, organizasyon ve işbirliği aynı zamanda bir verimlilik konusudur. Güçlerin dağılması, “küçük olsun ama benim olsun” mantığı veya bunu “bir tek ben yapayım” düşüncesi kısa vadede o kurumlara bir tanıtım sağlayabilir ama orta ve uzun vadede kente geniş çaplı bir katkı vermez. Bundan dolayı bahsettiğimiz etkin diyalog, iş birliği ve organizasyon aynı zamanda bir verimlilik konusudur. Zaman zaman bu düşünce birlikteliğinin ve işbirliğinin olmaması, kentin dinamiklerinin diyalog eksikliğinden kaynaklanan bir birinden bihaber konumu, kentte birçok benzer projenin, yatırımın birden fazla kurum tarafından mükerrer yapılmasına ve kaynakların israfına neden olmaktadır. Benzer görevleri olan kurumların kendi aralarındaki diyalog ve işbirliği, o kurumların görevlerinin kent içinde daha verimli olmasını sağlayacaktır. Örneğin, kentimizdeki Üniversitelerimiz – ki 4 tane üniversitemiz var- kendi aralarında; müfredatın belirlenmesinden açılması gereken ihtiyaç olan yeni bölümlere, kurulması gereken laboratuvarlardan kentin kurumlarındaki temsiliyetlerine kadar her alanda bir işbirliği içindeler mi? Kentin yüksek eğitimine ve kente dair üniversitelerimizin kendi aralarında ortaklaştırdığı bir bakış veya iş birliği var mı? Bu üniversitelerimizin birlikte çalıştığı, ortak projeleri var mı? Yerel yönetimlerimiz, belediyelerimiz kendi aralarında etkin bir diyalog ve işbirliğine sahipler mi? Benzer projeleri ayrı ayrı birbirlerinden bağımsız ve habersiz mi yapıyorlar yoksa ortak bir vizyonları var mı? Belediyelerimizin ortaklaşa yürüttükleri projeler var mı? Varsa bilinmeli, yoksa benzer görevleri olan bu kurumların kendi aralarındaki diyalogu ve iş birliklerini arttıran ortak projeler hayata geçmelidir.
İş birliği yapabilme kültürü vizyonel kurumlarda görülür
Bu, kent adına çok önemli bir kazanım olacaktır. Aynı şekilde biz meslek odaları için de aynı şey geçerli. Her ne kadar kentin (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) TOBB’ye bağlı Ticaret ve Sanayi Odaları ve Borsaları olarak ortak bir çatı altında kurulmuş olsak da, acaba kendi aramızda yeterince iş birliği tesis edebildik mi? Yakın iletişim içinde olmak, sürekli birlikte olmak başka bir konu, kent adına, kentin ekonomisi ve ihtiyaçları adına ortak vizyon gösterebilmek, birlikte hareket edebilmek başka bir konudur. Örneğin, kentimizde birlikte hareket eden ve ortak proje üretebilen kaç tane STK var? Yoksa herkes ayrı telden mi çalıyor? Ortaklık kurmak, birlikte hareket edebilmek, iş birliği kurmak gücümüzden taviz vermek veya bir şeyleri tek başına yapamayan kurum olmak demek değildir. Aksine ortaklık kurabilme, iş birliği yapabilme kültürü ancak kendisine güvenen, vizyonel kurumlarda görülür.
Kültürümüz de de var olan “bir elin nesi var, iki elin sesi var” düşüncesi ile “birlikten kuvvet doğar” gerçeğiyle artık kentin tüm dinamikleri olarak her alanda düşüncelerimizi, projelerimizi, yapmak isteğimiz yatırımları önce ilgili paydaşlarımızla, sonra kentin diğer dinamikleri ile paylaşmalı, düşüncelerini almalı, hatta etkin paydaşlar bularak birlikte hareket etmek zorundayız. Mersin’de iş birliklerine dayanmayan projelerin başarılı olamadığını, tam bir israf haline geldiğini çok gördük. Hele bu sıkıntılı dönemlerde israf edecek paramız var mı? İsraf edecek, boşa harcayacak zamanımız var mı?
Bu anlamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentin neredeyse tüm kurum ve kuruluşları, dernekleri, STK’ları, kamu kurumları, yerel yönetimleri ve üniversiteleri ile sürekli iş birliğinde olan, sürekli ortak projeler yapan bir kurum olarak etkin bir diyalog, etkin bir iş birliği kurulduğunda nasıl başarılı işler yapıldığını en yakından bilen bir kuruluşuz. MTSO olarak bunun yetmediğini, kurumlar arası etkin işbirliklerinin etkin bir organizasyon yapısı altında sürdürülebilir hale gelmesi gerektiğini, bunun bir kültür haline gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Artık tek başımıza kentin dertlerine köklü çözümler getiremeyeceğimizi bilmek zorundayız.
En başarılı projelerimiz kentin farklı dinamikleriyle birlikte yaptıklarımız oldu
Evet, MTSO olarak geçmişten bu yana projelerimizi incelediğimizde en başarılı projelerimizin her zaman farklı kurumlarla ve kentin farklı dinamikleri ile birlikte yaptığımız projeler olduğunu görüyoruz. MTSO olarak kentimizdeki Organize Sanayi Bölgelerinin kurulmasını teklif eden ve ilk başlatan kurumuz. MTSO olarak kentimize teknoparkı kazandıran ve paydaşları içinde olan bir kurumuz. MTSO olarak valilikten, tüm yerel yönetimlere, belediyelere, üniversitelere kadar sayısız projede paydaş bir kurumuz. Kalkınma Ajanlarının kuruluşlarını öneren kurumuz. Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi-TBİM, Mesleki Yeterlik Sınav Merkezi (MYK), İş Güvenliği Eğitim Projesi, paydaşı olduğumuz Model Fabrika ve Yenilik Merkezi ve yakında açılışını yapacağımız MTSO Atölye 1886 KOBİ Danışmanlık ve Tasarım Merkezi gibi projelerimizde ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak başarıyı yakalamaya çalışan bir kurumuz. Çok yakında kentin her alanındaki yeşil dönüşümü ile ilgili bir projeyi de Mersin’in tüm kurumlarını içine alarak, herkesin deneyim ve bilgisinden yaralanarak hayata geçirmeyi planlıyoruz. Ne yaparsak yapalım önce işbirliği diyoruz, önce Mersin diyoruz ve diyeceğiz.
Birlikte hareket edebilen bir od olmaktan gurur duyuyoruz
Ve MTSO olarak birlikte hareket edebilen, iş birliği kurmaktan çekinmeyen bir Oda olmaktan gurur duyuyoruz. Tek başına yapılan ve kısa süre sonra yok olacak ve unutulacak projeleri “ben yaptım” demektense, uzun vadeli, somut, kente katkı veren projelerin bir parçası olmayı ve “Mersin olarak biz yaptık” demeyi ve bu gururu kente mal etmeyi tercih den bir kurumuz. Çünkü hepimizin “Önce Mersin” demeyi öğrenmesi gerekir. Bunu yerel yönetimler de, kentin siyasetçileri de, iş dünyası da kim olursa olsun bu kentte yaşayan, ekmeğini burada kazanan, geleceğini bu kentte planlayan herkesin, her kurumun “ÖNCE MERSİN” demeyi öğrenmesi gerekir.
Ayhan KIZILTAN
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
|
|
|
|
|