Türkiye tarım ve hayvancılıkta çok iyi yerlerde olmasına rağmen, son yıllardaki yapboz politikalar yüzünde dışa bağımlı hale geldi.
TUİK verilerine baktığımız zaman artık birçok tarımsal ve hayvansal ürünleri ithal etmeye başlamışız.
Bu kırsaldaki belirsizlik ve sahipsizlik göçleri de beraberinde getirdi.
Artık gübre, yakıt, işçilik köylüyü bezdirmiş durumda. İstediği ürünü yetiştiremeyince ve pazarda istediği sonucu elde edemeyince kapağı şehirlere atmaya başlıyor.
Bu yüzden her geçen gün şehirlerin nüfus oranı kırsala göre gittikçe yükseliyor. Kent nüfusu “bütünşehir” yasasını dikkate almazsak bile, %80 leri aşmaya başladı.
Büyükşehirler “Bütünşehir” statüsüne geçtikten sonra kırsaldaki köylerde mahalle statüsüne geçti. Büyükşehir belediyeleri bu yapı içinde ya köyleri kaderine terk edecek ve sadece mahalli hizmetleri götürecekti. Ya da kırsalı yaşanabilir ve cazibesi artan bir konuma taşıyacaktı.
Pandemi süreciyle birlikte her ne kadar da kırsalın cazibesi artsa da, bu geçici süreç ve hevesin sonunda kırsal tam anlamıyla yine kaderine terk edilebilir.
Burada Büyükşehir Belediyelerine büyük görevler düşmektedir.
Kırsalı mahalle olarak güçlendirmek, aynı zamanda tarım ve hayvancılığı desteklemek, güçlendirmek, cazibesini arttırmak gibi önlemlerin alınması önemli bir hizmet olacaktır.
Bu hizmetler hayvancılığı, tarımı desteklemenin yanında, istihdamı da sağlayan bir girişim olacaktır.
Bu dönem Büyükşehir Belediyelerinin bu konuya el attıklarını görebiliyoruz.
Sosyal medyada CHP’li belediyelerin zoom üzerinden yapılan bir toplantısını baştan sona kadar izledim. Genel başkan Kılıçdaroğlunun gözetiminde yapılan bu konferansta çok önemli çalışmaların yapıldığını gördüm.
Tüm belediyeler tarım ve hayvancılığın güçlendirilmesini için yoğun bir çaba içinde olduklarını, rakamsal verilerle ve elde ettikleri sonuçlarıyla anlattılar.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’ de kısa anlatımında rakamlara girmeden tarım ve hayvancılık konusunda kırsal bölgenin güçlendirilmesi ve Pandemi dönemindeki sosyal hizmetlerine kısa bir dokunuş yaptı.
Aslında Mersin Büyükşehir Belediyesinin Pandemi süreciyle birlikte yoksullara, işsizlere, esnafa, yaşlılara, engellilere, sanatçılara, sporculara her türlü desteğini sunduğunu ve başarılı bir şekilde süreci yönettiğini duyuyor, görüyor ve Mersin adına mutlu oluyorduk.
Bu arada Mersin Büyükşehir Belediyesinin tarım ve hayvancılık konusunda da ciddi desteklerini ulusal televizyonlarda görüyor ve takdir ediyorduk.
Bu sunumu izledikten sonra belediye yetkililerinden tarım ve hayvancılık konusunda neler yaptıklarını öğrenmeye çalıştım.
Karşıma ilginç veriler ve sonuçlar çıktı.
Bir kere şunu net söylemek gerekiyor: Başkan Seçer, kadını önemseyen, güçlendiren, destekleyen, olması gereken yere taşımaya çalışan ve önceliğine alan tavrı ve yaklaşımıyla büyük takdir topluyor.
Yaptığı her girişimin, desteğin, istihdamın, değer vermenin öznesi olarak kadını öne çıkarıyor. Bu gerçekten takdir edilmesi gereken bir bakış açısı.
Zaten Başkan Seçer’ in hiçbir şeyi laf olsun diye yapmadığını uygulamalarından görüyoruz.
Kırsalda ise Büyükşehir olağanüstü bir gayret gösteriyor.
Tarım alanında çilek, lavanta, ceviz, nergis, badem, avokado fideleri dağıtıyor. Bu fideleri ise kadınlar kooperatifinin ürettiği fidanlarla temin ediyor. Bu fideleri de ağırlıkta kadınlara dağıtıyor. Her alanda kadını güçlendirmek hedeflenmiş.
Mersin aslında, güzellikler şehri, tarih hazinesi şehri olmakla birlikte; Başkan Seçer’le birlikte aynı zamanda barış şehri, özgürlük şehri, kadının güçlendiği bir şehir konumuna gelmiş durumda.
Mersin Büyükşehir Belediyesi; hayvancılıkta da yeni modellerle Türkiye’nin gündemine girmiş durumda.
Kırsaldaki kadın üreticiye keçi-koyun dağıtımı yapıyor, yemini veriyor. İstihdam sağlıyor. Kırsalın terk edilmemesini “Hadi Gel köyümüze geri dönelim” anlayışını somuta indirgeyerek uygulamaya sokuyor.
100 adet Kaz desteği veriyor, yemi de yanında. Kooperatif aracılığıyla bu desteği veriyor. Aynı zamanda alım garantisini de veriyor kadın üreticiye.
Hamur yoğurma makinesi veriyor. Emeğin kutsallığını, zamanın değerini düşünerek köylü kadınların daha kolay ve hızlı bir şekilde ortaklaşarak hamur yoğurmalarını sağlıyor. Televizyonda izlemiştim yaşlı bir kadını. Ellerinin hamur yoğurmayla nasıl yıprandığını, zamanlarını nasıl aldığını anlatıyor ve Başkan Seçer’e teşekkür ediyordu.
Üzüm sıkma makinesi veriyor. Günlerce ayaklarıyla suyunu çıkarmaya çalıştıkları üzümlerinin suyunu iki saate nasıl çıkardıklarını ve yaşamlarının ne kadar kolaylaştırıldığını görüyoruz.
Sulama borusu dağıtıyor. Tarımı güçlendirmek, köylüyü desteklemek, tarımı teşvik etmek için akılcı çözümler üretiyor.
Arı yetiştiricilerine de el atıyor. 800 arı yetiştiricisini eğitiyor, arıcılık aparatlarını vererek destekliyor.
Bu desteklerini hayvan yetiştiricileri birliği ve kadın kooperatifi ile birlikte yapıyor. Kapsayıcı oluyor.
Doğrusunu isterseniz Büyükşehir her alanda ne yaptığını çok iyi biliyor.
Alt ve üst yapıda körüler yollar yapıyor. MESKİ durmadan her noktada çalışıyor. Sanatta, sporda başarılı sonuçlar alıyor.
Aynı zamanda geçmiş dönemde israfçı zihniyetle yönetilen belediyenin borçlarını da ödüyor.
Artık, Mersin’in yüzü gülüyor, cazibesi artıyor.
Mersin, Başkan Seçer’le gerçekten şanslı bir dönem yaşıyor.
kaynak:mersin yaşam