Mustafa Esmer Cengiz ‘in Kaleminden Taylan Mete...
Herkesin en az bir tane en iyi dostu,kardeşi vardır ya Taylan da benim en iyilerimden biri işte. Adını abisi koymuş:Denizlerin yol arkadaşı Taylan Özgür’ü yaşatmak adına. Yuvasız büyüdük biz. Birlikte acılar içinde acıları paylaşarak. Sokaklarda birlikte olduk çoğu zaman;açlığıda, çaresizliğide birlikte yaşadık. En zifiri karanlıkta… Neyse, birgün anlatırım kıymetli kardeşimle anılarımızı.
Aradan yıllar geçti hasbelkader tutunanlardan olduk… Sonra SHP’nin gençlik kolları Mersin İl Başkanı yaptılar beni,Taylan da yönetimde. Lafını esirgemezdi Taylan. Bir gün partiden birine öyle bir laf etti ki onu disipline vermek zorunda bıraktılar beni. Kendi dilekçesini kendisine yazdırmak zorunda bıraktılar. Acısı hala yüreğimdedir. Sonra Taylan kardeşim evlendi, bense kaldığım yerden devam ettim mücadeleye, Bir anımızı paylaşmak için oturdum bilgisayarımın başına; hani uçup gitmesin diye, unutulmasın diye. Yağmurlu bir gündü hiç unutmam;kaldığımız tek odalı evin çinko damı damlıyordu. Öyle de olsa evden çıkamıyoruz, nereye çıkacaksın.
Akşamı ettik.
Evde tek kanepe var yağmurun damlamadığı, o akşam kenepede yatma sırası Taylan’da, ben yer yatağında. Canımız şarap çekti nasıl olduysa. İyi güzel de; Para! Para yok. Taylan hadi kalk dedi,büfeye gittik. Hep gittiğimiz büfe. Büfeci amca bir sıkıntımız olduğunu çaktı anında. Müşterilerin gitmesini bekledik. Bu ara Taylan bir köşede duran yumurta kolilerine bakıyor. Kolide farklı bir yumurtayı alıp alıp yerine bırakıyor. Yumruk kadar iri bir yumurta. Bir muziplik yapacağı belli. Amca dedi yumurtayı büfeciye göstererek: Bu yumurtayı hangi tavuk acaba, nasıl acaba… Büfeci duymazdan geldi önce; ama üçüncü dördüncü soruşunda dayanamadı: Ne bileyim ben dedi,ben mi yumurtladım sanki!
Şey dedi taylan: Biz iki şişe şarap alacaktık da. Para? Para yok! Para yoksa şarap da yok! Taylan arka cebinden kimliğini çıkarıp vurdu masaya; al dedi sende kalsın, parayı getirdiğimizde alırız artık. Ben durur muyum , bende kimliğimi çıkarıp bıraktım masaya. Büfeci amca bir kimliklere baktı bir bizim suratlarımıza; aklından neler geçirdi de söyleyemedi… Rafa gitti,iki şarap aldı, sardı. Bu son olsun, dedi verdi.
Kim tutar bizi! Ardan yine yıllar geçti… Bu gün aradı beni.İşler iyi gitmiyormuş,oğlu hala rahatsızmış; pahalı bir rahatsızlık; bütün tadım kaçtı anlayacağınız. Bu günlerde bir gazete çıkarma hazırlığındaymış, çok sevindim arasıra bizede yazarsın değilmi birader dedi;elbette dedim kıymetli kardeşim, en güzel ve en hazin anılaramızla başlarız… Güzel yüreğinden öperim kıymetli dost, ağabey kardeş…