“Mevcut limanın genişlemesine karşıyım ve dava açtık”
Mevcut limanın genişlemesi yerine ikinci limanın yapılmasını uygun bulduğunu ifade eden Seçer, şunları söyledi:
“Şu anki mevcut limanın, bunu bağırarak söylüyorum, hem vatandaşlarımız duysun, hem meclisimiz duysun. Mevcut limanın genişlemesine karşıyım ve belediye olarak dava açtık. İkinci bir limanın yapılmasını uygun görüyorum. Daha önce bu konuda çalışılmış, yeri de belli. Bir kartel oluşturmayalım bu bölgede. Bu limanı genişletmek yer olarak yanlış olur. Sonuna kadar da mücadele edeceğim bununla. Hukuki mücadelemi yapacağım. İki; ikinci bir limanın yapılması rekabet açısından uygundur. Çünkü tek işletmeciye bıraktığınız zaman istediği gibi rakamlarla oynuyor. Burada ben biliyorum ki dökme yüklerin birçoğu İskenderun Limanı’na gidiyor. Niye buradan giriş yapması gereken ürünler oraya gidiyor? Benim vergi kaybım oluyor. Ben belediye olarak da etkileniyorum. Ama iki ayrı işletmecide liman olduğu zaman rekabet ortamı da olur. Bunu da altını çizerek söylüyorum. Şimdi bu mevcut alan, 143 hektarlık alan, 2. liman alanına da denk gelen, serbest bölge bizim için önemli. Genişleme alanına denk gelen, özellikle lojistik çalışmalarının, yatırımlarının olmasına uygunluk veren bir alan.”
“Polipropilen tesisi ile orayı heba etmemek lazım”
Birçok kişinin polipropilen tesisinin yapılmasına değil, tesisin yapılacağı alana karşı olduğunu vurgulayan Başkan Seçer, “Polipropilen tesisi ile orayı heba etmemek lazım. Yer kesinlikle yanlış. Polipropilen tesisi yapılsın. Yeri o değil. Yatırım yapalım, istihdam diyoruz, işsizlik diyoruz, ihracat diyoruz. Biliyorsunuz polipropilen plastik hammaddesinde kullanılıyor. Türkiye'ye önemli bir döviz götürüsü var, çünkü ithal ediyor. Burada hiç bir itirazım yok. Benim derdim kentimi korumak. Elbette ki yatırım da yapacağız. Mümkün olduğunca ithalatı azaltacağız, döviz çıkışlarını engelleyeceğiz ki zaten bizim belimizi büken petrol ve petrokimya ürünlerine verdiğimiz para. Son rakamları tam olarak net bilemem ama ortalama Türkiye'nin 50 milyar dolar civarında enerjiye, dışarıya, petrole, petrol ürünlerine para verdiğini biliyorum. Bizim dış ticaret açığımızın, yani bütçemizdeki açığın ana kaynağının bunlar olduğunu biliyorum, dolayısıyla yatırıma karşı değilim. Bunun da altını çizmek istiyorum” dedi.
“Mahkeme ÇED raporu hakkında yürütmeyi durdurma kararı aldı”
Polipropilen tesisiyle ilgili Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi’nde de yer seçiminin yanlış olduğu hakkında bir meclis kararı alındığını aktaran Seçer, şunları söyledi:
“Biz Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak, burada bu tesisin yanlış olduğunu söyledik ve 10 Mart 2020 tarihinde ÇED olumlu kararının iptali için dava açtık Belediye olarak. Burada elbette ki Çevre Mühendisleri Odası, Kent Konseyi, Mersin Barosu, Mersin Çevre ve Doğa Derneği, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası; ki yer seçiminin yanlış olduğunu meclis kararı aldı. Benim savımı onlar da ortaya koydu. Yer seçimi yanlış dedi. Yoksa yatırıma karşı değiliz dedi. Ticaret ve Sanayi Odaları yatırıma karşı olur mu? Yani eşyanın tabiatına aykırı. O kurumun olması, o odanın olması burada sanayiyi, ticareti geliştirmek için. Onlar da yer seçimi yanlış diyorsa bunu durup düşünmek lazım. Elbette ki bu sesimizi mahkemeler duydu. Bir karar çıktı. 15 Şubat 2021 tarihinde Mersin İkinci İdare Mahkemesi itiraz yolu kapalı olmak üzere ÇED raporu hakkında yürütmeyi durdurma kararı aldı. Bu çok önemli bir karardır. Tabii ki yargıya güveniyoruz. Hukuk devleti bizim için olmazsa olmaz, elzem. Hukuk bizim için çok önemli. Aslında alınan sonuç da bunu ortaya koyuyor. Çaresiz kaldık dediğimiz noktada, tutunacağınız bir daldır hukuk. Bağımsız mahkemeler, tarafsız mahkemeler, siyasetin vesayeti altında olmayan mahkemeler, güçlünün değil, mağdurun yanında olan mahkemeler işte bu kararları verecek olan. Çevre açısından da önemli bir karar olduğunu düşünüyorum.”
“Mücadelemizi sürdüreceğiz”
Her alanda Büyükşehir Belediyesi olarak ve Belediye Başkanı olarak hukuk çerçevesinde mücadelelerini sürdüreceklerini kaydeden Seçer, “Burası biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığı tarafından 27 Mart 2020’de özel endüstri bölgesi ilan edildi. Bu konuda da bizim Danıştay 10. Dairesi’nde davamız sürüyor iptaline ilişkin. Gerekçelerimizi sunduk. Neden burası özel endüstri alanı olmaz gerekçelerimizi tabii ki yerel yönetim olarak, Büyükşehir Belediyesi olarak ilgili mahkemeye sunduk. Endüstri bölgesi yapılması amaçlı Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı revizyonu iptali istemiyle bir davamız var. Bu da Danıştay 6. Daire’de devam ediyor. Her alanda Büyükşehir Belediyesi olarak ve Belediye Başkanı olarak hukuk çerçevesinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Buradan da kamuoyuna duyurmak istiyorum” dedi.
“Kadın ve çocuk en hassas olduğumuz alanların başında geliyor”
Meclis Üyesi Bedriye Kuş, gündemin dilek ve temenniler bölümünde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün yaklaştığını hatırlattı. Mersin’de şiddete maruz kalan kadınların başvurabilecekleri mekanizmaların yetersiz olduğunu vurgulayan Kuş, Başkan Seçer’e bu kapsamda bir çalışmaları olup olmadığını sordu. Kuş, kentteki parklarda kadınlar için bebek emzirme odaları yapılması önerisinde de bulundu. Başkan Seçer, şiddete maruz kalan kadınların başvurabilecekleri Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı sığınma evinin yetersiz kalması nedeniyle bir çalışma yürüttüklerini vurgulayarak, “Bir müstakil villa niteliğinde, yani villa mı diyelim, müstakil ev mi diyelim, muntazam, müstakil, güvenliğini sağlayabileceğimiz ama adresini vermeyeceğimiz 2 yer yapıldı. Şu anda bitmek üzere. Mevcudun koşulları kötüydü. Onu bırakıyoruz olduğu şekliyle; orada misafir ettiğimiz kadınlarımızı artık yeni yerde misafir edeceğiz” diye konuştu.
Başkan Seçer, 8 Mart’la ilgili pandemi koşullarını da göz önünde bulundurarak bir dizi etkinlik hazırlığı içerisinde olduklarını söyledi. Kadına şiddet konusunda büyük bir hassasiyet içerisinde olduklarını sözlerine ekleyen Seçer, şunları söyledi:
“Kadına şiddet, hepimizin mücadele etmesi gereken Türkiye’de sorunlu bir alan. Bunun tabii ki çok farklı nedenleri var. Bununla ilgili çok farklı mücadele alanları var. Bunun hukuki düzenlemelerden yani parlamentodaki yasal düzenlemelerden eğitime kadar, sosyo-ekonomik yapının düzeltilmesine kadar birçok konu aslında kadına yönelik şiddeti önleyecek çalışmalar. Bir bütün halinde bakmak lazım. Sadece belediye değil, merkezi yönetimden sivil toplum örgütlerine kadar, bireysel olarak bu konuda duyarlı olan yurttaşlarımıza kadar yapılacak mücadele belli bir süre sonra Türkiye’de bir netice verecektir. Akşamdan sabaha çözülecek bir sorun değil. Ne kadar kınasak ne kadar lanetlesek, dilek ve temennilerle bu iş olmuyor. Bugün sabah haberlerde izledim, Türkiye’de 3 ayrı yerde kadın cinayetleri, şiddet haberleriyle uyandık. Ama emin olun ki en hassas olduğumuz alanların başında geliyor kadın ve çocuk.”
“Parklarda emzirme odaları düşünmeye değer”
Meclis Üyesi Bedriye Kuş’un emzirme odası önerisini de değerlendiren Başkan Seçer, göreve başladıkları günden bu yana Kültür Park’ta 9, Atatürk Parkı’nda da 2 adet WC yaptıklarını hatırlatarak, “Parklarda emzirme odaları açıkçası bugüne kadar düşünmemişiz ama düşünmeye değer” dedi. Başkan Seçer, belediyeye ait kafelerde de aynı hassasiyeti göstereceklerini vurgulayarak, “Yeni yapacağımız birkaç kafe var, onların içinde mutlaka, sıfırdan planlayacağız ama mevcutlar içerisinde sizin uyarınızdan sonra da arkadaşlarıma söyleyeceğim, mini bir alan yaratılabilir” ifadelerine yer verdi.
“Amacımız küçük dediğimiz birtakım dokunuşlarla büyük farkındalık yaratmak”
Kuş’un, 8 Mart’ta toplu taşıma araçlarının kadınlar için ücretsiz olması önerisine de yanıt veren Başkan Seçer, “Zaten kadınlarımızın toplu taşıma araçlarına ücretsiz binmesi onlara çok aşırı bir ekonomik katkı değil ama bir farkındalık yaratma. Meselemiz bu. Yani küçük dediğimiz birtakım dokunuşlarla büyük farkındalık yaratmak, amacımız bu. Bu konuda çalışırız. Arkadaşlarım da duydular” diye konuştu.
Pandemide her kesime destek devam etti
Meclis Üyesi Zafer Şahin Özturan’ın, antrenörler başta olmak üzere pandemi döneminde sıkıntı yaşayan kesimlerle ilgili değerlendirmeleri üzerine konuşan Başkan Seçer, bu dönemde vatandaşların yaşadığı sıkıntıları en aza indirmek için gerekli önlemleri almaya çalıştıklarını söyledi. Seçer, “Gıda yardımlarından annelerimizin bebeklerine yedireceği mamaya kadar, çocuk bezine kadar, yemek yapma imkanı olmayan yaşlı vatandaşlarımıza kadar bütün toplum kesimlerine dokunduk” dedi. Gıda yardımları yaparken sadece beyana tabi tuttuklarını ve herkesin kendi vicdanına bıraktıklarını belirten Seçer, “Geliri nedir, ihtiyacı var mıdır, yok mudur hiç onu dinlemedik. İstiyorsa kendi vicdanı çerçevesinde ‘Demek ki ihtiyacı vardır’ dedik gönderdik. Ancak bazı alanlara da yardımcı olduk. Olmadık değil. Yani sanatçılar da örneğin çok mağdur oldu. Bu insanlar da gün kazanıp, gün yiyen insanlardı. Onlara farklı projeler yarattık. Antrenörlere de aslında bizim genel anlamda desteğimiz oldu. Bize başvuran amatör kulüplerin tamamına nakdi yardım yaptık. Bazı yardımlar yapıldı, gıda yardımı, onlara özel bazı çalışmalar yapıldı” diye konuştu.
“Erdemli Hali kısa sürede hizmete girecek”
Erdemli Hali’nde yarım kalan inşaata ilişkin sorunların Erdemli Belediye Başkanı ve meclis üyelerinin katkılarıyla aşıldığını söyleyen Başkan Seçer, “Şu anda ihale aşamasına geldi. Bizim etüt projemizde son dokunuşlar yapılıyor ve tamamlayacağız. Erdemli Sebze Halimiz kısa sürede inşallah hizmete girecek” dedi. Anamur ve Bozyazı ilçelerinin tarımsal açıdan değerli olduğunu ve bu iki ilçede katma değeri yüksek ürünler üretildiğini vurgulayan Seçer, şöyle devam etti:
“İşte bunlar bize döviz getiriyor. Haller çok önemli. Üretimin pazarlanacağı yani o ürünün değerini bulacağı pazar alanları önemli. Bunlar da modern haller. Orada soğuk hava depolarıyla, mezat salonlarıyla, ambalaj tesisleriyle önemli. Biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na Anamur’da iki yıl ön tahsis süresinin kesin tahsise dönüştürülmesi yönünde müracaatımızı yaptık. Müracaat tarihimiz Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne 16. 11. 2020 tarihinde iletildi. Burası 2 yıllık ön tahsis, ‘Bize kesin tahsisini verin. Proje hazır, çalışmalarımız bitti, ihalesine çıkalım.’ Bozyazı’da da aynı durum var. 15 Eylül 2020 tarihli yazımızı, yine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne Milli Emlak Müdürlüğü'ne iletilmek üzere verdik. Proje hazır. Oranın da çalışmalarını bitirdik. Bu iki yerin 2 yıllık ön tahsisinin kesin tahsise dönüşünden sonra biz bunların yapım ihalesine çıkabileceğiz. Tabii ki zaman değerli, önemli. Biz de çok çabuk yatırımlar yapmak istiyoruz. Vatandaşlarımıza verdiğimiz sözleri yerine getirmek istiyoruz. Bunu parti ayrımı yapmadan bütün meclis üyelerimizin bu konuda idareye yardımcı olmalarını istiyoruz.”
“Sevgi Kavşağı olarak anıyorum”
Yenişehir İlçesi’nde 87 günde yapımı tamamlanan ve geçtiğimiz hafta hizmete açılan Katlı Kavşak hakkında konuşan Seçer, “Sevgi Kavşağı hizmete girdi. Şimdi şöyle bir şey var, ben ‘Sevgi Kavşağı’ olarak anabilirim, Sayın Topkara sen ‘Saygı Kavşağı’ olarak anabilirsin. Bunda herhalde bir beis yok. Bu gayet doğal, benim içimden bu döneme uygun isim olarak ‘Sevgi’ geçmişti. Şu anda da ‘Sevgi’ olarak anıyorum. Herhalde bir sakıncası yok” dedi.
Başkan Seçer, Mezarlık Kavşağı’nın da önemli olduğunu vurgulayarak, “Vatandaşlarımız bu konuda bize taleplerde bulunuyor. Bunu hep beraber takip edelim ve Karayollarımızın bu yatırımı yapması ve hızlanması konusunda sizlerin de desteğine ihtiyacımız var” diye konuştu.
Çevre dostu CNG’li otobüsler için Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (IBRD) 7 milyonu hibe olmak üzere toplam 22 milyon avroluk kredi alacaklarını, bu krediye Meclis üyelerinin de destek olduğunu anımsatan Seçer, “Bu çok önemli, avantajlı bir kredi. Ben önceki hafta Sayın Elvan'ı ziyaret ettim. Bu konuyu da gündemine aldı. Bu önce Cumhurbaşkanlığı’nca yatırım programına alınmalı. Daha sonra da Hazine ve Maliye Bakanlığımız’ın onayı gerekiyor. Bu konuyu da gündemine aldı ve bu konunun hızlanması için kendisine rica ettim. Çünkü bu tip kredilerin belirli süre içerisinde, kendi ülkenizdeki prosedürleri tamamlamadığınız takdirde gitme ihtimali var. Verdim diyor ama şu süre içerisinde prosedürü tamamlamanız gerekiyor. Gerekli izinleri, kendi iç mevzuatınızda gerekli olan meclis kabulünden, meclisin onamasından Cumhurbaşkanlığı’nın yatırım programına alınmasına, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın onamasına kadar biz bu evraklarla bu krediyi serbest hale getirebiliyoruz” diye konuştu.