Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Başkanı Nebi Tuncer, Başkan Yardımcısı Mehmet Türkoğlu, Meclis Üyeleri Muhsin Gökçe, Veysi İpek ve Umut Çelik, Komite Üyeleri Neslihan Baysal ve Ömer Dal sektörü değerlendirdi. Deprem bölgesi ile ticaretlerinde alacaklarının ertelenmesi nedeniyle borçlarını ödeme konusunda yaşadıkları sıkıntılardan artan girdi maliyetlerine, düşen karlılıklardan discount marketlerin sektöre etkilerine, kredilere erişimde yaşanan zorluklardan gıda krizine, dijitalleşmenin sektöre etkilerinden yaklaşan seçimlere kadar birçok konu ele alındı. Sorunlar masaya yatırılıp çözüm önerileri sunuldu.
Tuncer: “Ürün fiyatları ile alım gücü aynı oranda artmıyor”
Komite Başkanı ve Nebi Tuncer Gıda Firmasının sahibi Nebi Tuncer, artan maliyetlerden ve artan ürün fiyatlarından şikayetçi oldu. Üretim maliyetlerinin yükselmesi sonrasında sattıkları ürünlerin fiyatının da arttığını dile getiren Tuncer, halkın alım gücünün ise aynı oranda artmaması nedeniyle sektörün sıkıntı yaşadığını ifade etti. Durum böyle olunca toptan satış yapan firmaların satış tonajlarının düştüğünü kaydeden Tuncer, “Geçen yıl 10 ton malı 100 bin liraya satıyorsak bu yıl 5 ton satarak aynı ciroya ulaşabiliyoruz. Ancak geçen yıl 100 bin liralık cirodan yüzde 10 kar elde edebiliyorken bu yıl masraflarımız 200 bin liraya çıktığı için zarar ediyoruz” ifadelerini kullandı. Çözüm olarak personel azaltma yoluna gittiklerini, daha az sayıda kişi ile daha çok iş çıkarmaya çalıştıklarını belirten Tuncer, bu durumun çalışanı da işvereni de mutsuz ettiğini vurguladı. Personel maliyetinin her geçen gün arttığını hatırlatan Tuncer, bu artışın işveren üzerinde çok ciddi bir yük oluşturmasına rağmen artan enflasyon nedeniyle maaşların ise çalışanı memnun etmediğini dile getirdi.
Türkoğlu: Mersin de deprem bölgesi imkanlarından yararlanmalı”
Komite Başkan Yardımcısı ve SGM Grup Sahibi Mehmet Türkoğlu ise Kahramanmaraş merkezli depremin sektöre etkilerini değerlendirdi. Artan maliyetler nedeniyle zor bir sezon geçirdiklerini kaydeden Türkoğlu, 11 ili etkisi altına alan deprem sonrası sıkıntıların daha da arttığını bildirdi. Mersin olarak afet bölgesi ilan edilen illerle yakın ticari ilişkileri bulunduğunu hatırlatan Türkoğlu, “Örneğin Adana ile yoğun ticaretimiz ve beraberinde yüklü miktarda alacaklarımız var. Ancak bu bölgedeki müşterilerimiz depremden zarar gördü. Kent ise afet bölgesi kapsamında olması nedeniyle firmaların ödemeleri öteleniyor. Ancak biz aynı haklardan yararlanamıyoruz ve alacağımızı tahsil edemememize rağmen ödemelerimizi yapmak durumunda kalıyoruz. Aksi halde icra takibi başlıyor. Mersin depremden en çok etkilenen iller arasında yer almasına rağmen tüm girişimlere rağmen bölge ile aynı ticari ayrıcalıklardan yararlanamıyor olmamız bizi zorluyor” dedi.
Aynı şekilde güneş paneli yaptırmak istediklerine değinen Türkoğlu, “Böylesi bir yatırımı dahi Mersin firmaları deprem nedeniyle ötelemek durumunda kalıyor. Çünkü TEDAŞ Bölge Müdürlüğü Adana’da olunca şu anda destekler kapalı. Biz de Adana’dan yararlanacağımız için yaptıramıyoruz. Özetlemek gerekirse OHAL’in kenarındayız, her tür olumsuz etkisini yaşıyoruz ama zararımızı tazmin edebileceğimiz desteklerden faydalanamıyoruz” diye konuştu.
Türkoğlu: Mersin de deprem bölgesi imkanlarından yararlanmalı”
Komite Başkan Yardımcısı ve SGM Grup Sahibi Mehmet Türkoğlu ise Kahramanmaraş merkezli depremin sektöre etkilerini değerlendirdi. Artan maliyetler nedeniyle zor bir sezon geçirdiklerini kaydeden Türkoğlu, 11 ili etkisi altına alan deprem sonrası sıkıntıların daha da arttığını bildirdi. Mersin olarak afet bölgesi ilan edilen illerle yakın ticari ilişkileri bulunduğunu hatırlatan Türkoğlu, “Örneğin Adana ile yoğun ticaretimiz ve beraberinde yüklü miktarda alacaklarımız var. Ancak bu bölgedeki müşterilerimiz depremden zarar gördü. Kent ise afet bölgesi kapsamında olması nedeniyle firmaların ödemeleri öteleniyor. Ancak biz aynı haklardan yararlanamıyoruz ve alacağımızı tahsil edemememize rağmen ödemelerimizi yapmak durumunda kalıyoruz. Aksi halde icra takibi başlıyor. Mersin depremden en çok etkilenen iller arasında yer almasına rağmen tüm girişimlere rağmen bölge ile aynı ticari ayrıcalıklardan yararlanamıyor olmamız bizi zorluyor” dedi.
Aynı şekilde güneş paneli yaptırmak istediklerine değinen Türkoğlu, “Böylesi bir yatırımı dahi Mersin firmaları deprem nedeniyle ötelemek durumunda kalıyor. Çünkü TEDAŞ Bölge Müdürlüğü Adana’da olunca şu anda destekler kapalı. Biz de Adana’dan yararlanacağımız için yaptıramıyoruz. Özetlemek gerekirse OHAL’in kenarındayız, her tür olumsuz etkisini yaşıyoruz ama zararımızı tazmin edebileceğimiz desteklerden faydalanamıyoruz” diye konuştu.
İpek: “Kredilere ulaşamıyoruz”
Komite Meclis Üyesi ve İpeksa Gıdanın Sahibi Veysi İpek de depremin sektöre yansımalarını ele aldı. Deprem sonrası ilk 10-15 gün insanların büyük duyarlılık gösterdiğini, yoğun yardım trafiği yaşandığını ve bu dönemde özellikle su bulma noktasında ciddi talepler oluştuğunu dile getiren İpek, ardından Mersin’in yoğun depremzede göçü almaya başladığını söyledi. Kentte nüfusun yaklaşık 400 bin kişi arttığı ifade edilmesine rağmen bu artışın satışlara hiçbir yansıması olmadığını belirten İpek, bu yoğunluğunun ticari hareketlik getirmediğini yalnızca bölgede kira artışına yol açtığını söyledi.
Sektörün artan maliyetler ve düşen karlılık nedeniyle oldukça daraldığını belirten İpek, sıkıntıyı aşmak için banka kredilerine de ulaşamadıklarını anlattı. KGF’nin başlayacağı söylenmesine rağmen henüz bu krediye de ulaşamadıklarını beliren İpek, “Geçmişte bizlerin yanında KOSGEB ya da İŞKUR destekleri olurdu şu anda bu destekler de yok. Banka faiz oranları çok yüksek ve ulaşamıyoruz. Sıkışmış durumdayız. Özellikle personel gideri çok arttı. En azından personel konusunda destek verilmesi hem işvereni rahatlatacaktır hem de işsizlik sorununu azaltacaktır” ifadelerini kullandı.
Çelik: “Gelir gider tablomuz bozuldu”
Komite Meclis Üyesi ve Pozitif Dağıtım Firmasının Sahibi Umut Çelik de sektörün en temel sorunu olarak artan maliyetleri gösterdi. Emek yoğun bir sektörde faaliyet gösterdiklerini ve personel maliyetinin her geçen gün arttığını kaydeden Çelik, “Operasyon giderlerimiz, enerji maliyetlerimiz, araç giderleri, özellikle son dönemlerde kira maliyetleri derken baş edemez olduk. Giderler gelirin önüne geçmeye başladı” dedi. Bir yandan ülkede istihdama ihtiyaç varken diğer taraftan işverenin işçi maliyetlerini karşılamakta zorlanmaya başladığını ifade eden Çelik, “Operasyon maliyetlerimiz bırakın yeni personel almayı, mevcudu korumamıza bile engel oluyor” değerlendirmesini yaptı. Ürün fiyatlarındaki artışın da piyasayı kilitlediğini, bu durumun merdiven altı üretimi artırdığını belirten Çelik, sorunun çözümü için önümüzdeki süreçte mutlaka denetime dayalı yeni bir sistem kurulması gerektiğini söyledi. Aynı zamanda her alanda üretimin desteklenmesi gerektiğine de işaret eden Çelik, özellikle kuraklık tehlikesini hatırlatarak gıda üretimine yönelik yeni bir programlamaya gidilmesi gerektiğini vurguladı. Çelik, izlenecek sağlıklı bir politika ile bugün yaşanan sorunların kısa sürede büyük ölçüde çözümlenebileceğine inandığını söyledi.
Baysal: “Liman çevresindeki trafik sorunu çözülmeli”
Komite Üyesi ve NDC Danışmanlık Firmasının Sahibi Neslihan Baysal da depremin Mersin’e etkilerini değerlendirdi. Depremin ardından İskenderun Limanı’nda yaşanan yangın nedeniyle gemilerin Mersin Limanı’na yöneldiğini hatırlatan Baysal, bu durumun oluşturduğu yoğunluğa paralel uzayan TIR kuyruklarının Mersin trafiğini de olumsuz etkilediğini söyledi. Özellikle toptancı hali çevresinde, liman kavşağındaki trafik nedeniyle oto yolların dahi kilitlendiğini bildiren Baysal, “Bu durum bizim gibi operasyonel çalışan firmaların maliyetlerini de artırıyor. Vakit kaybedilmeden Hal Kavşağı’nın düzenlenmesi, liman giriş çıkışlarının planlamasının tamamlanması ve battı çıktılar yapılarak trafiğin rahatlatılması gerekiyor. Aksi halde sıkışan trafik nedeniyle özellikle yakıt giderlerimiz artıyor” ifadelerini kullandı.
Dal: “Pazar giderek daralıyor”
Komite Üyesi ve Nargile Time Tütün Ürünlerinin Sahibi Ömer Dal daralan piyasaların sektöre etkilerine işaret etti. Yalnızca toptancılarda değil her sektörde maliyetlerin artmasının sıkıntı getirdiğine dikkat çeken Dal, “Örneğin restoranlarda girdi maliyetleri oldukça arttı. Bu durum müşteri kapasitelerindeki azalmayı beraberinde getirdi. İş hacmi azalınca gıdadan temizlik malzemesine kadar her türlü alım da yavaşladı. Yerel marketlerin ardından en yoğun çalıştığımız sektör restoranlar olsa da orada da sıkıntı yaşıyoruz” diye konuştu.