AB ya da Dünya Bankası fonlarından Suriyelilerin Türkiye’ye uyum sağlaması, eğitimleri, Türkiye’ye yerleşmeleri için destekler verildiğini ifade eden Kızıltan, “Sınır kapılarının güvenliğinin arttırılması lazım. Artık oradan buraya insan girmemesi ve Avrupa Birliği’nin yardımlarının da sığınmacıların geri dönüşü için kullanılması lazım.
Avrupa neden bize verdi o kadar parayı? Bize göndermeyin, siz orada tutun, oraya yerleşsinler diye gönderiyorlar. Biz de diyeceğiz ki bizde de durmasınlar, kendi topraklarına gitsinler. AB’den gelen yardımlar bu insanların topraklarına dönmesi için kullanılırsa bu işi düzeltiriz” diye konuştu.
Zaman zaman sığınmacılar ve depremzedeler ile ilgili tartışmalar çıktığını hatırlatan Kızıltan, “Sığınmacıları otobüslere koyup yakın bir ile göndermişler orada girişte almamışlar. Onları geldikleri yere geri götürün demişler ve tekrar Mersin’e getiriyorlar.
Yani bazı illerimiz bu hakkı kendisinde buluyor. Şunlar olursa ben istemem, kente sokmam deme lüksünü kendisinde bulabiliyor. Biz en ufak bir şey söylesek Mersin eleştiriliyor. Lütfen artık bu planlansın. Sadece tek bir yerde toplanmasınlar” dedi.
“NÜFUS ARTTI, TESİSLER DE BÜTÇE DE YETMİYOR”
Mersin’in nüfusunun sığınmacılar ve depremzedelerle kısa sürede arttığını söyleyen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin’e ayrılan kaynakların tükendiğini söyledi. Mersin’in afet bölgesi statüsüne alınması gerektiğine dikkat çeken Kızıltan, “Kentin nüfusuna bir nüfus daha eklendi. Belediye yatırımlarını artırmak zorunda. 50 sene sonrası için kent nüfusunun 2 milyon olacağı öngörülüyordu ve belediye yatırımları da ona göre hesaplıyordu, oysa 50 yıl dolmadan nüfus şu anda 2 milyon oldu ve tesisler de bütçe de yetmiyor” dedi.
“MERSİN’İ YÖNETENLER BİR MASA ETRAFINDA OTURMALI, KİMİN NE SÖYLEDİĞİ DİNLENMELİ”
Mersin için yapılacak en doğru şeyi bulmak için kent dinamiklerin bir araya gelip aynı masa etrafında oturması gerektiğini dile getiren Kızıltan, toplumdan gelen fikirlere de kulak verilmesi gerektiği üzerinde durdu.
Mersin’de çok güçlü kurumlar, akademik odalar ve birçok uzmana sahip kurumlar olduğunu belirten Kızıltan, “Şeffaf şekilde yönetilmek ve süreçlerin içinde olmak istiyoruz. Kimin hangi alanda yetkinliği varsa o konu içinde yer alsın. Toplumdan gelen sözler, fikirler, dertler sıkıntılar dinlenip dikkate alınsın. Onlar sadece bağırıp çağıran kişiler olarak algılatılmasın.
Kimin ne söylediği dinlenmeli. Benim daha iyi yönetmem için insanlar çırpınıyor diye teşekkür etmeleri lazım bizi yönetenler. Böyle algılanırsa her şeyin daha iyi hale geleceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.
kaynak-mersin yaşam