Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkisi ile hayatlarını kaybedenlerin sayıları her geçen gün artarak devam ediyor. Depremin etkilediği 10 kentte 25 gazeteci yaşamını yitirdi. Gazete, televizyon ve radyo kanallarının bulunduğu binalar ya yıkıldı ya da ağır hasar gördü ve kullanılamaz hâle geldi. Sağ kalan gazetecilerin büyük kısmı ise yaşadığı kentleri terk etmek zorunda kaldı.
MGC Başkanı R. Kaya Tepe, gazetecilerin deprem bölgesinde yaşananları kamuoyuna çok zor şartlar altında aktardığına değinerek, “İnternet ve elektrik sisteminin, matbaaların zarar görmesi ve habercilerin kullanmış olduğu ekipmanların kullanılamaz hale gelmesi gazetecilerin görevlerini yapmasına engel oluyor. Kentlerinde kalan bir kaç gazeteci şu an sadece cep telefonu ile uygun olan bir alanda göçebe şekilde habercilik yapmaya çalışıyor” dedi.
“Gazetecilere ekonomik destek sağlanmalı”
Deprem felaketi sonrasında yerel medyanın gelir kaynağı olan abone ve reklam gelirlerinin sıfıra indiğini belirten Başkan Tepe, “OHAL nedeniyle kamu kurumları da bütün ihaleleri ilansız olarak yapabileceği için buradan da bir gelir sağlanamayacak. Dolayısıyla yerel medyanın bu şartlarda yaşama şansı kalmıyor. Kentteki siyasiler şu an için bu sorunlara kayıtsız kalıyor. Gazetecilere görevlerini yapabilmeleri için çadır, karavan ve prefabrik yapı gibi yaşam alanları ve imkanları sağlanmalı. Ekipman, elektrik ve internet desteği verilmeli. Ekonomik destek sağlanmalı.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu ve meslek örgütlerinin acil olarak devreye girmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Tepe, uygun şart ve koşulların oluşması için kurumların tüm güçleri ile gazetecilere destek vermeleri gerektiğinin altını çizdi.
Tepe: “Bu acıların hesabı sorulmalı”
Böylesine büyük bir felakette sorumluluğu olan herkesten hesap sorulması gerektiğini dile getiren Başkan Tepe, sözlerini şöyle sürdürdü: “6 Şubatta kabusa uyanan bu topraklar şimdi tüm dünyaya birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma dersi veriyor. Şimdi iyilik ve güzellikte, yardım ve dayanışmada birleşme zamanı. Bu felakette tüm acılarımız ve duygularımız ortak. Hep birlikte dayanışma içerisinde tek yürek olarak bu acıların da üstesinden geleceğiz. Ama hesabı sorulacak, unutmayacağımız şeyler de olacak. Rant için o binalara ruhsat verenleri ve daha çok para kazanmak uğruna bina yerine mezar yapan arsız, hırsız bir kısım müteahhitleri unutmayacağız. Bu acıyı bize kim veya kimler yaşattıysa bunun hesabı sorulmalı. Bu felaket bu coğrafyanın kaderinde son keder olsun.”