CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şişli Belediyesi'nin sosyal yardım kampanyası “Şişli Sofrası” için Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen tanıtım etkinliğine katıldı.
Kılıçdaroğlu, salona girerken “Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu” sloganı atıldı, “Ben Kemal geliyorum” pankartı açıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Kılıçdaroğlu ile birlikte törene katıldı. Açılış konuşmasını yapan Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Kılıçdaroğlu'na “gönlümün cumhurbaşkanı” olarak hitap etti.
Keskin, en temel insan hakkı olan beslenme hakkı için Şişli Sofrası'nın kurulduğunu ve ihtiyaç sahibi her kesime engellilere, çocuklara, öğrencilere, yaşlıLara, can dostlarına 9 farklı gıda desteği sunduklarını anlattı. Keskin; 2.5 milyon kişiye yemek sundukları sosyal mutfak, gıda bankası, 20 milyon TL'yi aşan ayni ve nakdi gıda destekleri, mahalle mutfağı, kadın kooperatifleri, mobil ikram araçları, öğrencilere beslenme çantası, can dostlara mama dağıtımı projeleri hakkında bilgi verdi.
“İKTİDAR İKTİDAR” SLOGANLARI İLE KARŞILANDI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İktidar iktidar” sloganları ile kürsüye geldi. Kılıçdaroğlu “İktidar istiyorsanız çalışacaksınız arkadaşlar. Çalışacağız hep beraber. Slogan güzel. Sloganı atalım. Ama her birimize tarihin yüklediği bir sorumluluk. Eğer Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durumu beğenmiyorsanız ‘evet bu sistem Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir beka sorunudur' diyorsanız her birimize yaşlı, genç, kadın, erkek her birimize tarihsel bir sorumluluk düşüyor. Ve bu sorumluluğu yerine getirdiğimiz andan itibaren Türkiye’nin önünü açacağız ve Türkiye hep birlikte kucaklaşacağı, barışacağı, huzura erişeceği güzel bir ülke olacak. Amacımız güzel bir ülkede hep beraber yaşamak. Bunu yapacağız. Bundan emin olmanızı isterim” dedi.
“SARAY DÜZENİ EKONOMİK ÇÖKÜŞE SÜRÜKLÜYOR”
Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Her köşesinden bereketin fışkırdığı topraklara sahip bir halkız. Türkiye’de bunu görüyoruz. Yüzyıllar boyunca bu bereketli topraklar üretimin beşiği oldu. Sadece karınlarımızı doyurmadı. Sofralarıyla danışma, dayanışma ve paylaşma kültürümüzü de böylece büyütmüş olduk. Sofraların bereketi paylaştıkça çoğalır.
Bu sofralarda müşterekler kadar farklılıklar da misafir edildi. Ve işte bu kadim kültürün bugünkü taşıyıcıları bizleriz. Bu kültürü yaşatmak, şimdi her zamankinden daha önemli. Çünkü saray düzeni tarafından ekonomik çöküşe sürüklenen ülkemizde insanlarımız alın teriyle çalışarak bırakın çocuğuna iyi bir gelecek sağlamayı karnını doyurmakta zorlanıyor.
Milyonlarca insanımız bırakın iyi bir hayat sürme hayalini adeta hayatta kalma savaşı sürdürüyor. Halkımız kuru ayazda ekmek kuyruklarında bekliyor. Sabahın karanlığında ucuz et alabilmek için Et ve Süt Kurumu'nun önünde saatlerini geçiriyor.
İşte bu tablo bizim kaybedebilecek tek bir dakikamızın bile olmadığının en büyük işaretidir. Bu tabloyu görüyorsak bu tabloya karşı mücadele etmek her yurtseverin, her vatandaşın, aklı başında olan herkesin ortak görevidir ve bu ortak görevi iktidar yapmak da bizim temel görevimizdir.”
“SARAYLI ZAT ÇOCUKLARIN RIZKINI BİR AVUÇ ZENGİNE VERİYOR”
“Çocuğunun beslenme çantasına, kuru ekmekten fazlasını koyamayan ailelerin çaresizliği. Bu kadarına dahi erişemeyen çocukların eğitimden kopup çalışmak zorunda kalması, gününü aç geçiren okulda akranlarından utanan, başı öne eğilen çocuklarımız… Kimin çocukları onlar? Bizim çocuklarımız, bu ülkenin evlatları.
Bir çocuğun aç geçirdiği geceyi hangimiz rahat bir uykuyla geçirebiliriz? İhtiyaç sahibi bir komşumuz çaresizlik içinde hayata tutunmaya çalışırken hangimiz evlerimizde huzur içinde yaşayabiliriz. Bu trajediyi bizim gerçeğimiz yaptılar. 20 yılın sonunda bu trajedi hayatımızın bir gerçeği olarak ortaya çıktı.
Bugün bu ülkede 1 milyondan fazla çocuk okula aç giderken, Saraylı zat küresel forumların gönderdiği mesajda şunu söylüyor; ‘Çocuklarımız ve gençlerimiz için daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanabiliyorum' diyor.
Ama milyonlarca çocuğun hakkını, rızkını da bir avuç zengine gözünü kırpmadan verebiliyor. Hangi adalet? Sen kim, adalet kim? Adaletin A’sını dahi bilmeyen insanların ülkeyi yönetmeye kalktığında Türkiye tablosunu hep beraber görüyoruz ve yaşıyoruz.”
“TAMAMI REDDEDİLDİ”
Kılıçdaroğlu “ Hükümete, okul beslenme programı hayata geçirilsin diye defalarca çağrı yaptık. Çocuklar okulda bir öğün sağlıklı yemek yesinler diye ek bütçe için katkı sunmaya çalıştık. Önergeler verdik. Yetmedi kanun teklifi verdik. Onların tamamı reddedildi. Bunu da bütün İstanbulluların ve Türkiye’de derin yoksulluk çeken veya karnını doyurup da yoksulları düşünen bütün vatandaşlarım da bilgisine sunmak isterim” dedi.
“BELEDİYELERİMİZ İHTİYAÇ SAHİPLERİNİN YANINDA”
“Çocukları yoksulluğa mahkum edenler çocuklar için daha iyi bir dünyanın inşasına katkı verebilirler mi” diye soran Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Cumhuriyet Halk Partisi milli kurtuluş mücadelemizin içinden doğmuş, zorluklarla baş etmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen ve mücadele için yaşayan 100 yıllık bir çınardır. Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarımız da bu trajediyi elbette oturup izlemiyorlar. Gözü yaşlı anneleri, çaresiz babaları, açlık çeken çocukları asla ve asla yalnız bırakmıyorlar. Belediyelerimiz öz kaynaklarını son damlasına kadar halk için kullanarak yetemediği yerde toplumsal dayanışmayı örgütleyerek yenilikçi ve yaratıcı çözümler geliştirerek ihtiyacı olan her bir yurttaşımızın yanında oluyorlar.”
“BABİL KULESİ GİBİ YIKILMAYA MAHKUM”
Şişli Belediyesi'nin yardım projesi Şişli Sofrası hakkında bilgiler paylaşan Kılıçdaroğlu, belediye başkanına teşekkür etti.
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Şişli Sofrası'nın bereketine şimdi ülkenin dört bir yanına yayma zamanıdır. Bütün belediye başkanlarından bunu bekliyorum. Güç ve servet içinde yüzen Babil Krallığı’nın haramzade sofralarına karşı Hazreti İbrahim’in herkese açık, herkesin eşit olduğu, kalabalıklaştıkça bereketi artan Halil İbrahim sofrasını kuruyoruz biz. Bu sofrada para, pul, ihtişam yok. Bu sofrada eşitlik var, adalet var, dayanışma, haysiyet var. Çocuklara sevgi, büyüklere saygı, hürmet var. Bu sofrada sadece karınlar doymuyor.
Cömertlik, paylaşım, eşitlik, adalet gibi değerlerimiz de bu sofralarda yaşatılıyor. Bu zor günlerde her birimiz diğerimize omuz veriyoruz. Komşularımız açken tok yatmayız diyoruz. Ama bunun laf olsun diye söylemiyoruz.
Belediyelerimiz bunun için canla başla çalışıyor. Tek bir yurttaşımızın dahi dara düşmesine asla razı değiliz. Halkın hakkı olan zenginliği ihalelerle yandaşlara peşkeş çeken egemenlerin düzeni, sarsılmaz sanılan Babil kulesi gibi yıkılmaya mahkumdur ve mutlaka yıkacağız. Milletimizin, önündeki seçimlerde bunun ne demek olduğunu gösterecek, buna yürekten inanıyorum. Halktan çalınan 418 milyar doları kuruşu kuruşuna aldığımızda halkın sofrası şenlenecek, hak yerini bulacak. Evet biz bunu başaracağız ve birlikte başaracağız.”
İMAMOĞLU'NA DESTEK VERDİ
Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik engelleme girişimlerine de tepki göstererek “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın hakkını da teslim etmemiz gerekiyor. Metrosundan can dostlara kadar İstanbulluların yaşanabilir bir kentte yaşamaları için elinden gelen bütün çabayı gösteriyor. Evet engeller çıkarıldığını biliyorum. Bizim belediye başkanlarımız özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız bütün engelleri aşar ve halkına hizmet verir. Bunu yapacağız. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda göreceksiniz. Türkiye coğrafyasının her yerinde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Aile destekleri sigortasıyla hiç kimsenin yoksulluğunu afişe etmeden ve herkesi kucaklayarak bu ülkede barışı, huzuru sağlayacağız. Gençler huzur içinde bu ülkede çalışacaklar. Umutlarımı dışarıda değil Türkiye’de yeşertecekler. Onların her birisi bu coğrafyanın güzel fidanları ve o fidanları büyüteceğiz” dedi.
kaynak:sözcü