Yüzbaşıoğlu, Türkiye genelinde son günlerde boğulma vakalarında artış görüldüğünü söyledi.
Boğulma vakalarının genellikle yüzme bilmeme, suda panik yapma, alkol ve uyuşturucu madde kullanarak denize girme, yüzme açısından uygun olmayan dere yatakları, göl ve barajlara girmekten kaynaklandığını anlatan Yüzbaşıoğlu, "Sıvı bir ortama dalma veya batma sonucu solunum fonksiyonlarının bozulmasıyla ortaya çıkan boğulma vakalarında oksijen yetersizliğine bağlı olarak vücutta ciddi hasarlar meydana gelebiliyor." dedi.
Yüzbaşıoğlu, özellikle 4-7 yaş grubundaki çocukların tek başına yüzmesine müsaade edilmemesi gerektiğini belirtti.
Uyarılara dikkat edilmesi halinde boğulma olaylarının önüne geçilebileceğini aktaran Yüzbaşıoğlu, akıntılı alanlar, baraj gölleri ve akarsularda suya girilmemesi gerektiğine dikkati çekti.
Yüzbaşıoğlu, suya atlamayla boyun kırılması ve kafa travmaları sonucu ölümlerin meydana gelebildiğini de belirterek, derinliği bilinmeyen yerlerde suya atlanılmamasını önerdi.
Boğulma vakalarında ilk müdahalenin önemine değinen Yüzbaşıoğlu, kurtarma işleminin profesyonel kişiler tarafından yapılması gerektiğini söyledi.
- "Erken ve hızlı müdahale çok önemli"
Yüzbaşıoğlu, boğulma vakalarında bilinci kapalı kişilere yapılacak hızlı müdahalenin hayat kurtarabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Kişinin bilinci kapalıysa burada yapılması gereken müdahale önemli. Burnu kapatılarak ağızdan iki kurtarıcı solunum verilmeli. Boğulma durumu solunumsal bir patoloji olduğu için iki kurtarıcı nefes önem taşıyor. Suyun içerisinde bir dezavantajımız var. Kalbi durmuş kişiye kalp masajı yapma şansımız olmayacaktır. Kişiyi, kurtarıcı nefes verdikten sonra kalp masajı yapabileceğimiz bir alana çıkarmamız gerekiyor. Erken yapılan müdahalelerde tam geri dönüş, sağlıklı bir birey olma ihtimali çok yüksek. Dolayısıyla erken ve hızlı müdahale çok önemli."
kaynak:AA