Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonunun (KESK) çağrısıyla yurdun dört bir yanında memurlar, “Geçinemiyoruz” diye haykırmak için sokağa çıktı.
Mersin’deki eylemin adresi Özgür Çocuk Parkıydı. Kamu çalışanları burada “Artık yeter! İnsanca yaşamaya yetecek maaş için ek zam istiyoruz” yazılı pankart açtı.
KESK üyeleri adına açıklamayı Tarım Orkam-Sen Şube Başkanı Ömer Hatip Özden okudu. KESK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Bir avuç mutlu azınlık dışında kalan 84 milyon olarak ülkeyi yönetenlerin aldığı yanlış kararların faturasını daha fazla işsizlikle, daha fazla yoksullukla ödemeye devam ediyoruz.
İktidarın talimatları ile belirlenip, TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon bile yüzde 73,5 ile son 24 yılın rekorunu kırmış bulunuyor. Resmi enflasyon ulaştırmada yüzde 107,62’ye, gıda ürünlerinde yüzde 91’e ulaştı.
Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon ise çoktan yüzde 150’yi aştı. Bizim için en önemli kalem olan gıda enflasyonu ise yüzde 200’ü buldu. Buna karşın kamu emekçileri olarak maaşlarımızda yaşanan artış “toplu sözleşme” artışları ve enflasyon farkları ile sadece yüzde 44’te kaldı.
Bu karanlık tabloya rağmen iktidar sözcüleri her fırsatta “enflasyon tüm dünyada rekor” kırıyor bahanelerinin arkasına saklanıyor. Oysa mızrak artık çuvala sığmıyor. Bin bir oyunla düşük gösterilen resmi rakamlara göre bile Türkiye enflasyonu en yüksek ülkeler sıralamasında dünya beşinciliğine yükselmiş bulunuyor.
Hız kesmeden devam eden zam sağanağında bir gün aldığımızı ertesi gün aynı fiyattan alamaz hale geldik.
Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 6 bin 74 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 19 bin 785 TL’ye ulaşırken ortalama kamu emekçisi maaşı 6 bin 750 lirada kaldı.
Bir yıl önce 7 lira 72 kuruş olan benzinin litresi bugün 28 lira 42 kuruşa çıktı. Bir yılda yüzde %268 artış. Bir yıl önce 7 lira 23 kuruş olan motorinin litresi bugün 28 lira 9 kuruş. Bir yılda yüzde 288 artış.
Doğalgazın metre küpü bir yıl önce 1 lira 30 kuruştu. Aradan geçen bir yılda yüzde 140 artışla bugün 3 lira 26 kuruşa çıktı. Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan doğalgaz sadece son bir yılda bin 533 metre küp azaldı. En düşük tüketimi esas aldığımızda bile elektrik faturalarındaki bir yıllık artış yüzde 125’i aştı.
Nereye baksak, neye baksak ateş pahası fiyatlarla karşılaşıyoruz. Hangi birini anlatalım.
Patates alırken bile zorlanır hale geldik. Bir yıl önce kilosunu 2,5 liraya aldığımız patatesi bugün en ucuz semt pazarlarında bile 10 liranın altında bulmak mümkün değil. Dar gelirlinin en çok tükettiği patates dahi bir yılda yüzde 300 zamlandı.
Bir yıl önce kolisini 22 liraya aldığımız yumurta bugün 55 liraya tırmandı. Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan yumurta son bir yılda tam 91 koli azaldı.
Bir yıl önce kilosunu 30 liraya aldığımız beyaz peynirin en ucuzunu bugün 70 liradan aşağıya bulmak mümkün değil.
32 adetlik bir paket bebek bezinin fiyatı bir yıl içinde 29 liradan bugün 70 liraya yaklaştı. Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan 32’lik bebek bezi bir yılda 65 paket azaldı.
Bir yıl önce 8 Lira 40 kuruş olan dolar bugün 17 lira 20 kuruşa yükseldi. Bir yıl önce ortalama kamu emekçisi maaşı 559 dolara denk geliyordu. Bugün 167 dolar azalarak 392 dolara geriledi.
Bir yıl önce 838 TL olan çeyrek altın bugün bin 700 TL. Zaten çeyrek altın almayı çoktan unutup gram altına geçmiştik. Ama artık gram altının da yanına yaklaşmak mümkün değil.
Bir yıl önce 507 TL olan bir gram altın bugün bin 28 liraya ulaştı. Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan çeyrek altın sadece son bir yılda 1,6 adet, gram altın ise 2,7 adet azaldı.
İşin en kötüsü biz “geçinemiyoruz” diye feryat ettikçe onlar zengini daha zengin fakiri daha fakir hale getirmeye dönük politikalara sarılıyorlar.
Buna rağmen siyasi iktidarın temsilcileri “memur maaşları bütçeye yük” gibi pervasızca açıklamalara imza atmaya devam ediyorlar.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, maaşlarımızı her gün, her an iliklerimize kadar yaşadığımız hayat pahalılığına göre değil, masa başında takla attırılan sanal rakamlara göre arttırmaya devam etmek istiyorlar.”
kaynak:mersin yaşam