Toplantının açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ikili görüşmelerin, bilgilendirmelerin ticaretin karşılıklı olarak artmasında önemli rol oynadığını belirtti. Türkiye’nin de İsviçre’nin de AB ülkesi olmadığını hatırlatan Kızıltan, “Hiçbir yere bağlı olmayan, kendi kendimize karar veren iki ülkeyiz. Bu bağlamda çok daha iyi ve rahat ilişki kurabiliriz” değerlendirmesini yaptı. Vize konusuna da değinen Kızıltan, İsviçre’ye giriş için Schengen Vizesi uygulanmasını da haksız rekabet olarak nitelendirip, “Ticaret özgürce yapılacaksa AB’ye tanınan hakların Türkiye’ye de tanınması gerektiğine inanıyoruz” dedi. Kızıltan; “Biz ticarette çifte standart istemiyoruz. Kim iyi üretim yapıyorsa, kaliteli üretiyor ve iyi koşul sağlıyorsa siyasi önyargı olmadan özgürce birbirine satabilsin istiyoruz. Amacımız ticaretimizi karşılıklı geliştirmek, yalnız ekonomik değil sosyal ve kültürel ilişkiler de dahil tüm iletişimi üst seviyelere çıkarmaktır” ifadelerini kullandı.
Timur: “İsviçre dünyanın güçlü ekonomilerinden”
Sunumunda önce İsviçre’nin ekonomik ve sosyal yapısına değinen Tim Swiss GmbH Yetkilisi İlknur Timur, ardından Türkiye ile İsviçre arasındaki ticari ilişkileri ele alıp son olarak da AB ülkelerinin yatırımlarında ilk sırada yer alan İsviçre’de yatırımın avantajlarını anlattı. İsviçre’nin Gayri Safi Milli Hasılası ile dünyanın yaşam kalitesi ve refahı açısından ilk sıralarda yer alan ülkelerinden biri olduğunu kaydeden Timur, “IMF’nin 2019 yılı verilerine göre İsviçre’de 2020 yılında GSYH 750 milyar dolar civarındayken, kişi başına düşen gelir 87 bin dolar civarlarında seyrediyor. Ülkeler sıralamasında bu gelir dağılımları ile İsviçre dünyada 2. ülke olarak kayıtlara geçiyor” dedi. İsviçre ekonomisinin lider sektörünün hizmet sektörü olduğunu kaydeden Timur, “İstihdamın ve millî gelirin dörtte üçü bu sektördedir. Bu alanda başlıca sahalar; finans, bankacılık, sigorta ve turizmdir. Sanayinin ekonomideki payı ise %20’ler civarındadır” diye konuştu. İsviçre’nin önde gelen ticaret ortakları arasında Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Çin, Fransa ve İtalya’nın yer aldığı dile getiren Timur, ülkenin başlıca ihracat kalemlerinin altın, otomobil, petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar, diğer kabuklu meyveler (taze/kurutulmuş) ve ilaçlar olduğunu bildirdi. Başlıca ithalat kalemlerinin; altın, kimya sanayi ürünleri (ilaç, aşı, serum), saat, lif ve iplik üretim makineleri, sanayide hammadde olarak kullanılan koku veren maddelerin karışımları, ortopedik cihazlar, kırıklara mahsus cihazlar, işitme cihazları olduğunu kaydeden Timur, “İsviçre’nin ithalat tedarikçilerine baktığımızda ise ilk üç sırada Almanya, İngiltere ve İtalya’nın yer aldığını görürüz” ifadelerini kullandı.
Türkiye – İsviçre ilişkilerine de değinen Timur, Uluslararası Ticaret Merkezinin 2019 yılında yayınladığı ticaret haritasına göre İsviçre’nin ithalat yaptığı ülkeler arasında Türkiye’nin 20. sıra yer aldığını söyledi. Türkiye’nin İsviçre’den ithal ettiği ürünler arasında öncelikli olarak altın, tıbbi malzemeler, kol ve cep saatleri, dokumaya elverişli elyaf, ortopedik cihazlar geldiğini bildiren Timur, İsviçre’ye ihraç edilen ürünler arasında ise ilk sıralarda altın, binek otomobiller, kabuklu meyveler, alüminyum saclar, tıbbi malzemeler bulunduğunu söyledi. Timur sunumunu İsviçre’de yatırımın sunduğu avantajlara değinerek tamamladı. Bu avantajlar arasında, gelişmiş, istikrarlı, bağımsız ekonomiye sahip olmasını, nitelikli iş gücü bulunmasını, Dünya markalarının merkezi olmasını, lojistik avantajlarını, ar-ge ve inovasyon yoğunluğunu, güçlü ve şeffaf bankacılık politikalarını, know-how gücünü, cazip vergi rakamları ve Euro bölgesi ile pozitif sıkı ilişkileri gösterildi.