Seni çok sevdik ve çok özlüyoruz Deniz...Işıklar içinde uyu kardeşim seni UNUTMAYACAĞIZ!...
*
1 Ağustos gecesi geçirdiği kaza sonrası yeşil tişörtü ve yüreğinin samimiyeti yüzüne yansımış kocaman gülümsemesi ile sosyal paylaşım sitesinde tanıdım O’nu Herkes gibi sevdim,sağlık durumunu takip ettim,dua ettim ve hatta umut ettim.
18.inci gün, “Umut yok inanç yok artık DENİZ yok... Denizimizi kaybettik... Bitti” diye bitiyordu Bizim Pakize Esen ...
Sonrası derin bir sessizlik. Kanım çekildi, öylece kalakaldım internetin karşısında. Bitmemeliydi, dedim; o kadar kolay olmamalıydı ölüm. Üniversitede okuyordu Deniz; son senesiydi bu yıl. Çiçeği burnunda bir matematikçi olacaktı. Askere gidecekti sonra. Sonra işini kuracaktı belki, evlenecekti. Gül yüzü gülecekti, annesi gülecekti, eş dost gülecekti… Olmadı. Bir gecede bütün hayaller, bütün özlemler bitti.
Zengin bir ailenin 16 yaşındaki şımarık oğlu kırmızı ışıkta durmadı ve karşıya geçen Deniz’i metrelerce savurdu. Kaçmaya çalışırken de esnaf tarafından durduruldu. Ertesi gün Denizin 16 saat lik ameliyatı bitmeden HAYATİ TEHLİKESİ VARDIR Damgalı Sağlık durumu Nasılsa Dosyasından kaybolarak sanığın hikâyeden ifadesi dinlendi ve salıverildi her şey olağandı hatta abisinin düğününe yetiştirildi. Nasılsa babası zengindi; öderdi kan bedelini. Nasılsa karakolda, savcılıkta yasalar hep kendileri içindi. Bir yolu bulunurdu elbet. Herkesin parasal bir değeri vardı sonuçta; ölen ölür, kalan sağları öldürmeye devam… Felsefe bu! Bu, kaza maza değil; düpedüz cinayet.
Ertesi gün Deniz’in ailesine gidildi; şikâyetçi olmamaları için para teklif edildi Deniz parayla pulla satın alınamazdı elbet. Tam on sekiz gün gidip gidip geldi Deniz; ölüp ölüp dirildi sevenleri. Ayağını kestiler, iç organları ezildi böbreğini aldılar, Ama olmadı; kurtarılamadı, gitti.
Mezuniyet töreni yapılamadı Askere gidemedi Nişan, kına, düğün dernek… Annesi dedi ki yapılacak. İki saat sonra oğlunu toprağa verecek olan Muazzez Annenin Denizi için son isteği. Yapıldı da. Davul zurna getirildi cenaze evine. Zılgıtlarla, devrimci türküler ve de şarkılarla yer gök inledi.
Kınalar karıldı, kınalandı ve Muazzez anne Kara yazmasını dalgalandırıp elinde Karşısında DENİZ varmışçasına salındı ortada… Oradan geçenler düğün evi sandılar cenaze evini. Kimileri de asker uğurlamasına yordu olup bitenleri. “ Böyle cenaze evi mi olurmuş!”diye söylendi kimileri hatta yadırgadı.
Deniz canıyla uğraşırken Küçük oğluna anahtar teslim edip Denizin ölümüne sebebiyet veren Babanın 3 Ağustos gecesi büyük oğlunun Düğününde Davul zurnayla halay çekmesi yadırganmadı…
Davullar susutu Selalar okundu,binlerce amin yükseldi göğe, Hayatımda dinlediğim en dingin en huzurlu en teveküllü Kuran ı Kerim Hatmiydi Denizin acılarından kurtulduğunu müjdeleyen. Birkere daha dalgalandı Deniz; yakamozlandı herkesin gözleri önünde. Ve göğe Ağdı...
*
ASLA UNUTMAYACAĞIZ... KARDEŞİM...
Mustafa Esmer Cengiz