Vatandaşlarımızı aşı olmaya davet ediyorum”
Başkan Vahap Seçer, Muharrem ayı dolayısıyla Muharrem orucunun herkeste hoşgörü ve sevgiyi büyütmesini dileyerek, “Kardeşliğimiz, birliğimiz ve beraberliğimiz daim olsun. Tüm canların Muharrem oruçlarının ve dualarının kabul olmasını diliyorum” dedi. Seçer, devam eden pandemi sürecinde bilim adamları tarafından sürekli dillendirilen aşının önemini vurgulayarak, “Bilim adamlarına kulak vermemiz gerekiyor. Bazı yurttaşlarımızın farklı nedenlerden aşı olmaktan imtina ettiklerini biliyoruz. Vatandaşlarımızı aşı olmaya davet ediyorum. Toplum sağlığı açısından, pandemi illetinden bir an önce kurtulmamız için mutlaka toplumun önemli bir kesiminin aşı olması gerektiğini söylemek istiyorum” diye konuştu.
“8 itfaiye aracımız ve 16 personelimiz ile desteklerimiz devam ediyor”
Son iki haftadır Türkiye’nin orman yangınları ile mücadele ettiğini ifade eden Seçer, Mersin Büyükşehir İtfaiye ekiplerinin de yangınla mücadele etmeye devam ettiklerini söyledi. Yangın sonrası vatandaşların yaralarını sarmak için çalıştıklarını kaydeden Seçer, “13 gündür yangınla mücadele ediyoruz. Yurdun ormanlık alan miktarı yüksek olan özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarında, bölgemizde de 28 Temmuz’da Aydıncık’ta başladı, akabinde 29 Temmuz’da da Silifke bölgesinde yangın olaylarına rastlandı ve bunlar birkaç gün içerisinde Aydıncık’ta 31 Temmuz’da, Silifke’de 1 Ağustos’ta kontrol altına alındı. Şu anda Türkiye’de hala Muğla ilimizde yangınla mücadele devam ediyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak da orada 8 itfaiye aracımız ve 16 personelimiz ile desteklerimiz devam ediyor. Bölgemizde Sosyal Hizmetler ekiplerimizin yaptığı tespitlere göre, tabi bakanlığa bağlı bazı çalışmalar da var, onlar da değerlendirmeler, tespitler yapıyor. Zaten bizim yaptığımız çalışmalarla bakanlığın yaptığı çalışmalar rakamsal olarak da örtüşüyor. Aydıncık’a 90, Silifke ilçemizde 10 hane yangından zarar gördü. Aydıncık’ta 15 fidanlık, 6 sera, 206 kovan kullanılamaz hale geldi. 27 hayvan da telef oldu. Silifke’de 56 kovan ve 86 kümes hayvanı yapılan tespitlerde telef olduğu görüldü” ifadelerine yer verdi.
Başkan Seçer, yangından etkilenen hanelerin MESKİ’ye olan su faturalarının Büyükşehir Belediyesi tarafından ödenmesi için çalışma başlattıklarını belirterek, “Tabi bunun bir yasal altının hazırlanması gerekiyor. İhtiyaç dahilinde de bunu yüce Meclisimizin takdirine sunacağız” dedi.
“Mevzuatta orman alanlarında yangınla mücadele etme görevi Orman Bakanlığı’na verilmiş”
Mersin’de 3 ilçede çıkan orman yangınlarına 61 arazöz, 30 itfaiye aracı iş makinesi ve lastik tekerlekli araç olmak üzere toplam 91 araç ve 270 itfaiye personeli ile müdahale ettiklerini belirten Seçer, “Ankara ve Hatay Büyükşehir, Karaman, Niğde ve Afyon il belediyelerimizden gelen 16 araç ve toplam 36 personelle birlikte yangının görev alanımız olan yerleşim yerlerine sıçramasının önüne geçmek için mücadele ettik. Burada önemli bir ayrıntı var; mevzuatta orman alanlarında yangınla mücadele etme görevi Orman Bakanlığı’na verilmiş. Yerleşim alanlarında yangınla mücadele etme görevi belediye itfaiyesi birimine verilmiş. Bu ayrıntıyı iyi görmek lazım” dedi. Belediyelerin orman alanlarına direkt müdahale etme yetkisi bulunmadığını vurgulayan Seçer, “İhtiyaç dahilinde, imkanları varsa destek verebilir. Orman da aynı şekilde; eğer ormanlık bir alana ormanlık alan olmayan bir bölgede çıkan yangının sirayet etme riski varsa orman teşkilatı buna müdahale edebiliyor. Aynı şekilde belediyeler için de bu geçerlidir çünkü kamuoyunda çok speküle edildi bu konu. Biz de yerleşim alanlarının zarar görmemesi için itfaiye teşkilatımız, çevre illerden gelen belediyelere ait itfaiye teşkilatlarıyla beraber iş birliği yaparak bu görevimizi yapmanın huzurunu yaşıyoruz. Ayrıca orman teşkilatımızın mücadelesine imkanlarımız dahilinde özellikle arazözle su takviyesi konusunda her türlü desteği belediye olarak vermiş bulunmaktayız” diye konuştu.
Vatandaşlar, Teksin üzerinden yangınzedelere yardım ulaştırabiliyor
Seçer, yangında bir ilaçlama aracının kullanılamaz hale geldiğini sözlerine ekleyerek, “Mobil Tırımız sıcak yemek, çorba, ayran ve su dağıtımı gerçekleştirdi. Olayın meydana geldiği gün zaten gece çıktı bu yangın. Hemen ertesi gün oraya arkadaşlarımız intikal ettiler. Gerekli düzenlemeyi yaptılar ve vatandaşlarımızın azami olarak yanında durmak, onlara katkı sunmak için gayret gösterdiler. Mağdur vatandaşlarımıza yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımız oluyor. Bir şekilde bize ulaşıyorlar. Vatandaşlarımız bu niyetteyse Teksin ya da Alo 185 Çağrı Merkezi’nden dileklerini, isteklerini bizlere sunabilirler. Kendileriyle irtibata geçip oradaki mağdur vatandaşlarımıza belediyemiz kanalıyla yapılacak bu hayırsever vatandaş yardımlarını ulaştırabiliyoruz ki bugüne kadar da bir hayli bu şekilde bağışta bulunanlar oldu, biz de vatandaşlarımıza bunları ulaştırıyoruz” dedi.
Seçer, mazgalların ve rögarların yanlış kullanımına dikkat çekti
7 Ağustos gecesi başlayıp 8 Ağustos’a kadar devam eden yağmurda 45 dakika içinde metrekareye 45 litre yağmur düştüğünü belirten Başkan Seçer, sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle Yenişehir bölgesinde, Akdeniz ilçesinde Toroslar bölgesinde bazı zeminde yer alan konutlarda, iş yerlerinde daha çok rögarların tıkanması, mazgalların tıkanması, bazı bölgelerde yağmur suyu sistemlerimiz ya da hatlarımız varsa bile rögarların usulüne uygun kullanılmaması, dikkatsiz kullanılması bizi çok ciddi sıkıntılara sevk etti. Temizlikten bahsediyoruz, ben bazı mahallelerde, sokaklarda gezerken şunu görüyorum; oradaki esnaf rögar kapağını kaldırmış orayı çöp kutusu olarak kullanıyor. Yağmur suyu hatlarına kanalizasyon pis su hatlarını bağlıyor bunu kaçak yapıyor ve ondan sonra yağmur suyu hatlarından kötü koku çıkıyor. Onu tıkamak için de pet şişeden çuvala bütün evsel atıklara Allah ne verdiyse oraya atılıyor. Bir tane bez parçası koyuyor mazgalın üzerine koku çıkmasın diye sonra yağmur suyu ya da yüzey suyu gidecek yer arıyor. Şimdi böyle sıkıntılar var.”
“Kentimizin görüntüsü evimizin görüntüsüdür”
MESKİ’nin bu konuda ciddi çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Seçer, “Mutlaka eksiklerimiz olabilir, ama bu demek değildir ki bu tip ani yağmurlarda kentlerde meydana gelen lokal sıkıntılar ve akut sıkıntılar tamamen kurumların işlerini iyi yapmamasından kaynaklanıyor. Ben vatandaşlarımı bir kez daha buradan uyarıyorum. Lütfen kentimizi temiz tutalım, kentimizin görüntüsü evimizin görüntüsüdür. Kentimiz kirliyse evimiz de kirlidir. Lütfen elinizde bulduğunuz her şeyi kentin sokaklarına atmayınız. Kaldırımlara, caddelere, refüjlere atmayınız. Bu tip nahoş olaylarla karşılaşmamak için su baskını ihbarlarını MESKİ ve itfaiye teşkilatımız mümkün olan en kısa sürede değerlendirip vatandaşlarımıza katkı sundu, bu krizi aşmak için elinden geleni değil olması gereken ne varsa yerine getirdi” ifadelerine yer verdi.
“Kent girişleri Mersin’e yaraşır değil”
Mersin’in kent girişlerinin Mersin’e yaraşır olmadığı yineleyen Seçer, “Kazanlı Kavşağı’ndan alın buraya kent merkezine kadar bunu getirebilirsiniz. Gerçekten bu bölgelerin görüntüsü 3. dünya ülkelerinde bir kent görüntüsü. Özellikle Kazanlı Kavşağı’nda liman bölgesine kadar İsmet İnönü Bulvarı girişine kadar yani D-400 karayolu üzerinde bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Orası Karayolları’nın yetki alanı. Karayolları’yla da görüşüldü. Biliyorsunuz orada refüjler, bordürler dökülüyor. Refüjlerin içi bakımsız, herhangi bir alt yapı yok. Görüntü son derece vahim ve kötü. Biz oraları biliyorsunuz Karayolları’ndan belediyeye bir protokolle yetki aldık. Oraları yapmak istiyoruz. Eğer Karayolları’nın orada bir tasarrufu yoksa bu konuda da resmi yazı bekliyoruz çünkü biz yaparız yarın yetki bizde diye bir sürü masraf ederiz milyonlarca lira masraf, sonra D-400 karayolunu genişletmek istiyoruz deyip refüjleri daraltırlarsa bütün para israf olur diye Karayolları’yla eş güdümlü götürmeye çalışıyoruz” dedi.
“Tırların park alanı liman sahası içinde olmalıdır”
Seçer, D-400 karayolundan limana doğru İsmet İnönü Bulvarı’na girildiğinde yolların yüksek tonajlı araçlardan dolayı çok bozuk olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“O yolu istediğiniz kadar şehir standartlarına göre yapın oraya çok tonajlı limana araçlar giriyor. Ben buradan defaatle uyardım. Sol şeride bu tırlar park ediyor. Sol şeride park etmeleri 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 60’ncı maddesinin B bendinde geçen ‘sol şeritte park etmek yasak’ amir hükmünden yola çıkarak sorumlu kurumların görevini yapması gerektiği uyarısını yapmıştım. Bu konuyla ilgili kentin Sayın Valisi ile görüştüm. Bu konuya özel kendisini ziyaret ettim. Sayın Vali yardımcımızı görevlendirdiler. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin teknik ekibi ile görüşmeler devam ediyor ama ben şunu görüyorum ki; bu iş bu şekilde bir sonuca varamayacak. Ben hala netice bekliyorum çünkü 2,5 yıl önce göreve geldiğimizde liman idaresi benden bir randevu talebinde bulunmuştu. Buyurdular geldiler; benden otobandan direk limana bir bağlantı yolu yapılması için katkı sunmamı istediler. Başta bir imar değişikliği ve koşulsuz şartsız kentin girişinin bu mezbelelikten kurtulması için ben evet cevabı vermiştim ve üzerime düşeni yapmıştım. Üzerinden 2 yıldan fazla süre geçti, bir arpa boyu yol alınamadı. Şimdi bu bir oyalama taktiği olarak görüyorum. Ben Sayın Valimizle yaptığım görüşmeden bir netice bekliyorum. Tekrar söylüyorum Mersin’de yatırım yapan firmalar Mersin’den bir şey almak haklarıdır, bir yatırım yapıyorlar ama Mersin’den hakkı olan şeyleri alma hakkına sahip değiller. Yani İsmet İnönü Bulvarı’nın şu kadar metre bölümünü sanki kira bedeli öder gibi tırlarını park etme hakkına sahip değillerdir. Bunu ilgili kurumların men etmesi lazım ama maalesef şu ana kadar bir yol alamadık. Meclisin huzurunda bir kez daha bu konuyu dile getirmek istedim. Sabırla bekliyorum, bir çözüm yolu bulunsun. O tırların park alanı liman sahası içinde olmalıdır ama tabi para hırsı, kar hırsı bu kurumların gözünü bürüdüğü için hemen her metrekareyi dolar olarak gördükleri için orayı konteyner depolama alanı olarak kullanıyorlar ve senin caddeni yani evinin girişini, şehrin girişini, şehrin holünü tır park yeri olarak kullanıyorlar. Buradan da Mersin halkının takdirine sunuyorum.”