Mersin Kadın Platformunun etkinliği akşam saatlerinde Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde yapıldı. Kadınlar burada “Azra Haytaoğlu isyanımızdır”, “Irkçılığa teslim olmayacağız, barışı birlikte savunacağız”, “Kadınların direnişi sarayınızı mühürleyecek” yazılı pankartlar açtı.
Mersin Kadın Platformu adına açıklama yapan Ceren İnan, İzmir’de HDP’ye yapılan ve Deniz Poyraz’ın yaşamını kaybettiği ırkçı saldırının ardından Konya’da da ırkçı bir saldırıyla 7 kişinin öldürüldüğünü kaydetti.
“SESSİZ KALANLAR SORUMLUDUR”
İnan, “Günlerdir ormanların, hayvanların katledilmesine seyirci kalan, ırkçı ve faşist saldırıları körükleyerek cinayetleri işleten ve sessiz kalan, aynı gün içinde 2 kadın katledilirken sessiz kalan iktidar bu cinayetlerin sorumlusudur.
Sokaklarımızda, evlerimizde, iş yerlerimizde öldürülmemizi münferit olaylarmış gibi göstermeye çalışanlar, hayatlarımıza ve yaşam alanlarımıza İstanbul Sözleşmesinden çıkarak gasp eden AKP-MHP ve onun örgütlü yapılarıdır” dedi.
İktidarın son dönemde kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılarının, kadınlara saldıran faillere güç verdiğini ifade eden İnan, “Bunu Batman’da “Buraya kan dökmeye geldik, devlet biziz” diyerek evli olduğu Zeynep Sevim’i işkence ve şiddete maruz bırakan Samet Aktaş ve uzman çavuş kardeşinden biliyoruz.
Aleyna Çakır’ın katili Ümitcan Uygun’un Süleyman Soylu ve iktidar odaklarını hedef alarak “ben bu zamana kadar sustum bundan sonra susmam” dedikten sonra yargı sürecinin durdurulmasından biliyoruz. Biliyoruz ki bu ülkede adalet erkek adalet olmasaydı, Azra ve Emine için adalet onlar canice katledilmeden önce sağlanabilirdi” ifadelerini kullandı.
“BİZLER ÜÇ BEŞ RAKAMDAN İBARET DEĞİLİZ”
Azra Gülendam’ın katilinin tutuklanması çağrısında bulunan İnan, “Buradan yargı süreci içinde ki tüm yetkili kurumlara ve kişilere sesleniyoruz. Fail Mustafa Murat Ayhan’ın derhal tutuklanması ve tutuklu yargılanması sokakta, evde, iş yerlerinde varolan tüm kadınların yaşam hakları ve can güvenliği için zorunlu bir gerekliliktir.
Erkek egemen yapının temsilcileri olan bu kurum ve kuruluşlara da buradan sesleniyoruz. Tırnağına dokunduğunuz her kadının hesabını soracağız. Korkun, buradayız, gitmiyoruz.
Erkek kurumlarınızı yıkacak, faillerin bilgilerini silerek ya da sessiz kalarak kadınları silemeyeceğinizi tüm cüretimiz ve isyanımızla öğreteceğiz.
Faili ve işbirlikçileri yargılanacak olan Azra’nın davasının takipçisi olacağız. Bizler üç beş rakamdan ibaret değiliz. Canlı kanlı, dirençli ve umutluyuz. Korkun geri geleceğiz. Bizden çaldığınız her şeyi geri alacak kız kardeşlerimizin hesabını soracağız” diye konuştu.
“SOKAKLARI DA DAVA SALONLARINI DA TERK ETMEYECEĞİZ”
Kahramanmaraş’ta kaybolduktan sonra cansız bedenine ulaşılan Emine Gökkız’ın faillerinin bulunması için çağrı yapan İnan, “İktidarın propaganda aracı olan yandaş medya ve devlet Emine Gökkız’ın cinayetini intihar adı altında gizlemeye ve yok etmeye çalışıyor.
Emine’yi katledilmeden önce bulması gereken yetkililer o gün görevini yapmazken, İktidar Emine katledildikten sonra yandaş medya eliyle bir intihar senaryosunu yaygınlaştırmakta gecikmedi.
Emine Gökkız’ın katilleri şüpheli bir kadın ölümü ortaya çıkar çıkmaz intihar senaryosu yazıp soruşturma yürütmeyenler, faillere cezasızlıkla cesaret verenlerdir.
Bu aklı ve söylemi üretenlerin de aynı erkek aklın savunucuları ve temsilcileri olduğunu ve de kimden güç alarak bu söylemleri ürettiğini biliyoruz, bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz.
Emine Gökkız’ın failleri bulunana kadar, gerçek adalet sağlanana kadar buradayız. Emine Gökkız’ın faillerine yargı önünde gereken ceza verilene kadar sokakları da dava salonlarını da terk etmeyeceğiz. Hiçbir kadının öldürülmesi tesadüf değildir.
Sistematik olarak gerçekleştirilmiş ve planlanmış bu cinayetin derhal aydınlatılmasını talep ediyoruz.
Aydınlatılması için gereken çalışmaların hepsinin ve içinde olan tüm kurum ve kuruluşların Emine Gökkız’ın davasına intihar etmesi üzerinden değil kadın düşmanlığı üzerinden gerçekleştirilen “kadın cinayeti” davası olarak soruşturulmasının acil bir zorunluluk olduğunu buradan tekrar söylüyoruz” dedi.
“ÜRKEK KADINLAR OLMAYI KABUL ETMİYORUZ”
Mersin Kadın Platformu sözcüsü Ceren İnan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün buradan; Devletin keyfi uygulamalarının dışına çıkarak kadınların, çocukların ve LGBTİ+ korunması İçin bütünlüklü bir politika olan İstanbul Sözleşmesinin ve içinde yer alan maddelerin yargı sürecindeki yetkili savcılarca kabul görerek uygulanmasını, alınacak kararların İstanbul Sözleşmesi maddelerinde yer alan suç unsuru sayılan maddelerce alınmasını, Azra’nın ve Emine’nin cinayetinin bütün detaylarıyla aydınlatılarak katillerin en ağır ceza istemiyle yargılanmasının yargı sürecinde acil uygulanması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz.
İtaat eden, susan, cezasızlık politikalarınızla her gün sindirmeye çalıştığınız ürkek kadınlar olmayı hiçbir zaman kabul etmedik, etmeyeceğiz.
Sokaklarımızda yeniden özgürce yürüyecek, katlettiğiniz ormanlarımızı yeşertecek ve özgürce koşacağız.
Korkuyu ve bitmeyen şiddetinizi isyanımızla yeneceğiz. Erkek aklınız, erkek devletiniz, erkek adaletiniz ile dil, din, sınıf fark etmeksizin yaşamdan kopardığınız, kirpiğine dokunduğunuz her kadın için hesap soracağız.
Azra ve Emine’nin failleri gerçek adalet ile yargılana kadar susmuyoruz, korkmuyoruz Azra ve Gülendam’ın hesabını soruyoruz!”
kaynak:mersin yaşam