Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi gerildi, Cumhur İttifakı salonu terk etti
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi, limanın genişleme tartışmaları nedeniyle gerildi. Mersin Büyükşehir Belediyesinin, genişlemeye karşı temenni kararı alınması teklifi görüşülürken tansiyon yükseldi. Cumhur İttifakı ile CHP’li ve HDP’li meclis üyeleri arasında tartışmanın büyümesi üzerine Başkan Vahap Seçer oturuma ara verdi, ancak AK Parti ve MHP’li üyeler salonu terk etti. Temenni kararı, salonda bulunanların oy çokluğuyla kabul edildi.
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin mart ayı olağan toplantısının ikinci birleşimi, Vahap Seçer başkanlığında Kongre ve Sergi Sarayında yapıldı. Komisyonlardan gelen 14, idareden gelen 5 olmak üzere 19 maddenin görüşüldüğü meclis toplantısına, Mersin Limanının genişleme projesi damga vurdu.
“8 mahallede toplam 120 dekar alanda 1 milyon TL’nin üzerinde hasar söz konusu” Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, gündem maddelerine geçilmeden önce gündem dışı bir konuşma yaparak, geçen hafta meydana gelen fırtınanın ilçelerde verdiği zarara değindi. 11 Mart Perşembe akşam saatlerinde başlayan fırtınanın, gece saatlerinde şiddetlendiğini ve sabaha kadar sürdüğünü belirten Seçer, “Fırtınanın şiddeti yaklaşık 80 kilometre hıza kadar ulaştı. Üreticilerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımız zarar gördü; seralar yıkıldı, evlerin çatıları uçtu. Özellikle Erdemli, Silifke, Gülnar ve Mut ilçelerimizde hasarlar oluştu. Örtü altı üretim yapılan seralar yıkıldı, içindeki ürünler zarar gördü. Edindiğim bilgiye göre, 8 mahallede toplam 120 dekar alanda 1 milyon TL’nin üzerinde de bir hasar söz konusu. Fırtına, Erdemli’nin Karakeşli, Üçtepe, Kocahasanlı, Kayacı, Gücüş, Çiriş, Arslanlı ve Türbe mahallelerindeki seralara önemli zararlar verdi. Bu bölgelerde daha çok domates, salatalık, fasulye, marul gibi tarım ürünleri üretiliyor. Silifke’de Işıklı, Gülnar’da Sipahili ve Mut’ta da Kravga’da seralarda zararlar görüldü. Gülnar’da bir ağıl fırtına sonucu yıkıldı. Vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tabi ki, idarenin de katkılarıyla kısa sürede bu yaraların sarılmasını diliyorum” dedi. Toplantıda daha sonra gündem maddelerine geçildi. Komisyonlardan ve idareden gelen maddeler görüşülerek karara bağlanırken, meclisin en önemli konusu Mersin Limanının genişleme alanı oldu.
Gergin gündem Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.’nin (MIP) 'Mersin Limanı Genişleme Projesi'nin Atatürk Parkına zarar vereceğine yönelik tartışmaların ardından denizin doldurularak genişleme yapılmasına karşı Mersin Büyükşehir Belediyesinin temenni kararı alınmasına yönelik gündem maddesi, uzun görüşmeler ve sonrasında gerginliğe neden oldu. Başkan Seçer, tartışmaların büyümesi üzerine toplantıya 5 dakika ara verirken, Cumhur İttifakı üyeleri meclis toplantısını terk etti. Büyükşehir Belediyesinin, ‘Mersin ili Akdeniz ilçesi, Mersin Limanı Kapasite ve İşlevselliğinin Arttırılması ile ilgili iş ve işlemlere ilişkin temenni kararı alınması’ ile ilgili gündem maddesinin okunmasının ve gerekçelerin sıralanmasının ardından Başkan Seçer, açıklama yaptı.
“Bu iş önceden beri planlanıyor” Mersin Limanının 2007 yılında özelleştirildiğini belirten Seçer, “2009 yılında onaylanan planda mevcut limana genişleme alanı öngörülüyor. Planda gördüğünüz 95 bin 765 metrekare bir çıkıntı var. O alan genişleme alanı olarak planlanıyor. Ancak kiracı firma tarafından bugüne kadar inşa edilmiyor. 2017’de 1/100.000’lik MersinAdana Çevre Düzeni Planı değiştiriliyor ve Mersin’in 40 yıldır beklediği ana konteyner limanı da bu plana işaretleniyor. Ancak 2020 yılına gelindiğinde iki önemli olay oluyor. Bir tanesi, ana koynerter limanı bölgesinde otoban bağlantısı denize kadar iniyor. Kentin trafiğiyle alakası olmayacak gayet uygun bir plan yapılıyor. Burada ana konteyner limanının depolama alanları, yine o bölge Serbest Bölge gelişim alanı, bunlar hep ayrılıyor. Otoyol bağlantısı ve tali yollar, hepsi burada belirleniyor. Ama gel gör ki, 2020 yılında bu bahsettiğimiz alan geçtiğimiz haftalarda tartıştığımız Cumhurbaşkanlığı tarafından ‘Özel Endüstri Bölgesi’ olarak ilan ediliyor; yani polipropilen tesis alanı olarak belirleniyor. Lojistik alan, ana konteyner limanının depolama alanı ve Serbest Bölge gelişim alanı plandan siliniyor, yerine ‘Özel Endüstri Bölgesi’ olarak işaretleniyor. Ondan sonra serüven başlıyor. Şu anda Mersin’in mevcut limanında genişlemeye ihtiyacı var, daha büyük tonajlı gemiler buraya yanaşacak. Kruvaziyer limanı ihtiyacı var. Bunlara ivedi yapılması gereken çalışmalar olarak baktığınızda yanlış bir açıdan bakmış olursunuz. Bu iş önceden beri planlanıyor. Burada polipropilen tesisin yapılmasıyla limanın genişlemesi ve ardına ana konteyner limanının hayalinin ortadan kaldırılması birbirleriyle bağlantılı” diye konuştu.
“Ana konteyner limanı bizim için hayal olur” Liman genişletilirse Mersin’de yapılması planlanan ana konteyner limanının hayal olacağını vurgulayan Seçer, “11 Kalkınma Planında Mersin’de ana konteyner limanı olarak yer alan ibare Doğu Akdeniz’de ana konteyner limanı’ olarak değiştirilmişti. Limanın genişlemesi yapılırsa görebilirsiniz ki, önümüzdeki süreçte buraya yapılması planlanan ana konteyner limanı da artık bizim için hayal olur. Yapılan mevcut limandaki genişleme yeterli denilebilir ve bu da Mersin’in aleyhine bir gelişme olur. 2 milyon 600 bin TEU elleçleme kapasitesi olan bir limanı 3,6 milyon TEU elleçleme kapasitesine çıkarma çalışmaları var. Oysa bizim hayalimizdeki Mersin, bir lojistik merkez. Daha büyük projeksiyonlar. Bu liman olsun, zaten 150 yıllık mazisi var. Zaten Mersin’i var eden bu liman ama kapasitesi belli, kapasitesi sınırlı, lokasyonu belli. Burayı zorlamanın ekonomik, çevresel etkileri, kentin silueti açısından bir mantığı yok. Bu tamamen lobi faaliyetleri sonucu kentin yerel dinamikleri dışında Ankara’dan alınan kararlardır. Ankara’dan alınan kararlarla Mersin’in geleceğiyle ilgili tasarruf doğru bir yaklaşım değildir” ifadelerini kullandı.
“Meclis, daha önce olumsuz karar almış ama bu görüş yok sayılmış” TCDD ile imzalanan sözleşmeye değinen Seçer, “Sözleşmede, ‘Limanın günün teknolojik ve fiziki koşulları doğrultusunda işletme yükümlülüğü doğrultusunda çalışma yapabilir’ maddesine dayanılarak bu yapılıyor. Sözleşmenin 3. maddesinde işletmenin yetkili makamlardan izinler alması şartıyla limanda belli değişiklikler yapacağı hükmü vardır. Mersin Büyükşehir Belediyesi, planlama çalışması yapılırken bu projeye kent adına olumsuz bir rapor bildirmiş, meclis kararı burada. O dönemde bu karara ‘evet’ oyu kullanan meclis üyelerimiz de var. Buraya yapılacak genişleme çalışmalarının uygun olmadığı yönünde 10 Eylül 2018 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediyesi bir karar almış ama yerel kurumların bu görüşü yok sayılarak resen bakanlıkça bir düzenleme yapılarak limanla ilgili bazı fiziki değişikliklerin yapılması izni verilmiş” şeklinde konuştu.
“Toplamda 190 bin metrekare alanın dolusu yapılacak” İkinci önemli olayın ise 2020 yılında buranın Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesi olduğunu söyleyen Seçer, şöyle devam etti: “Ancak geçen yılın mart ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2009’da onaylanan plan değiştiriliyor. 2009’daki planda yer alan 95 bin 765 metrekarelik bölge iptal ediliyor ve şu anki genişleme alanına karar kılınıyor. Buradaki alan ise 178 bin 540 metrekare, artı 11 bin 845 metrekare de kruvaziyer liman alanı öneriliyor. Toplamda 190 bin metrekare alanın dolusu yapılacak. Şu aşamada, biz bunları konuştuğumuz saatler içerisinde maalesef orada çalışmalar yapılıyor. Ancak biz tarihe bir not düşmek adına bu konuyu gündeme getirdik mecliste. Özellikle merkez ilçe belediye başkanlarımızın görüşleri çok önemli. Burada yapılacak bu çalışmanın çevreye komplikasyonları, şehrin gelişmesine doğuracağı sonuçlar, trafik, ekolojik denge, flora, fauna ne olacak? Bunları düşünerek adım atmalıyız. Bu, 2009’dan beri süregelen bir çalışma. Daha önce girişimler oldu, iskele uzatıldı ama hiçbir dönemde bu kadar kenti etkileyecek olan, özellikle kentin içine doğru, batıya doğru genişlemesine meydan veren bir düzenleme ilk kez önümüze geliyor.” Seçer, daha sonra görüşlerini aktarmaları için meclis üyelerine söz verdi.
Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, alınacak kararın tarihe not düşmek adına önemli olduğunu belirterek, geçen dönemde de olumsuz görüş bildirdiklerini anımsattı. “Bizim zaten denizin her şekilde doldurulmasına karşı olmamız gerekir” diyen Tarhan, oluşacak deniz ve çevre kirliliğine dikkat çekti. Ayrıca konteynerlerin illa deniz kenarında bulunacağına dair bir koşul olmadığını vurgulayan Tarhan, bunun daha geri planda yapılabileceğini ifade ederek, Büyükşehir Belediyesinin temenni kararına olumlu yanıt vereceklerini söyledi.
“Mersin Limanının büyümesi gerektiği düşüncesindeyim” AK Parti Meclis Üyesi İsmail Yerlikaya ise söz konusu genişleme alanının sözleşme çerçevesinde yapıldığını dile getirdi. Denizin içinin Büyükşehir Belediyesinin imar yetki alanı olmadığına işaret eden Yerlikaya, “Mersin Limanı şu an Türkiye’nin en büyük limanı. Mevzuata, sözleşmeye uygun. Biz geçen dönem de destek verdik. Mersin Limanının büyümesi gerektiği düşüncesindeyim. Ben yurt dışına ithalatihracat yapan biri olarak, büyük gemiler gelemiyor. 400 metre uzunluğundaki gemilerin girebilmesi için alanın uzaması lazım. O zaman iki mega gemi gelebilir. Bu da navlun ücretlerini düşürecektir. Biz geçen dönem buna ‘evet’ dedik. Büyümeyle ilgili kısmında hiçbir mahsur görmüyorum ve destek veriyorum” dedi.
“Eleştirimiz yer ve yönteme karşı” HDP’li Meclis Üyesi Ali Tanrıverdi de Mersin’in geleceğini tartışlarını belirterek, “Mersinli olan aklı başında hiç kimse limana karşı olmaz, olmamalıdır, çünkü liman Mersin’in var oluş nedenidir. Bu çarpıtılmamalı, yanlış değerlendirilmesin. Bizim sadece yer ve yöntemine karşı eleştirilerimiz var. Yöntem yanlıştır. Mersin’i çok yakından ilgilendiren böyle bir büyük bir projenin Mersin yerel dinamikleriyle ortaklaşmadan hayata geçirilmesi demokratik de değildir uygun da değildir. Dip taraması yapılacak burada. Bu sağlık açısından çok önemli. Asbest diye zehirli bir madde var ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından 2017’de yasaklandı. Orada beyaz asbest birikimi var. Siz o birikimi açığa çıkarırsanız kentte çok büyük sağlık sorunlarına neden olursunuz. Öte yandan, Atatürk Parkı Mersin’in kalbidir, geçmişidir. Yerinde inceledik, parkın önünü kapatıyor. Atatürk Parkı yok olmayla karşı karşıya kalacak. Bu projeyle kent merkezi cazibe merkezi olmaktan çıkacak. Mersin kamuoyu bu konuda çok rahatsız” diye konuştu. Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ise en büyük sıkıntının, Mersin dinamiklerini, Mersin sivil toplumunu işin içine katmadan yukarıdan yapılan işler olduğunu vurguladı. Limana ve limanın genişlemesine karşı çıkmanın büyük bir hata olacağını kaydeden Özyiğit, bu şekilde büyütülmesi yerine daha doğuda yer alan konteyner limanının yapılmasının daha doğru olduğunu söyledi.
Meclis gerildi, tartışmalar büyüdü, Cumhur İttifakı salonu terk etti Daha sonra söz alan Akdeniz Belediye Başkanı Muhammet Mustafa Gültak, limanın genişleme projesinin sözleşme çerçevesinde yapıldığını söyledi. MIP’in şu ana kadar limanda 250 milyon dolar yatırım yaptığını, şu anda da 375 milyon dolar daha yatırım yapacağını söyleyen Gültak’a, CHP’li Meclis Üyesi Abdurrahman Yıldız tepki gösterdi. Sık sık Gültak’ın sözünü kesen Yıldız’ı Başkan Seçer de uyarmasına karşın tartışmalar büyüdü ve mecliste bir anda tansiyon yükseldi. Seçer, bunun üzerine oturuma 5 dakika ara verdi, ancak tartışmalar bu arada da devam etti. Gerginliğin artması üzerine AK Parti ve MHP’li meclis üyeleri meclisi terk etti. Oturumun ardından salonda kalan AK Parti Meclis Üyesi Mevlüt Ok, Mersin kamuoyundan özür dileyerek, mecliste toplantı yeter çoğunluğu bulunmadığını belirterek, Seçer’den teklifin bir sonraki toplantıda görüşülmesini istedi. Bunun üzerine salonda sayım yaptıran Seçer, karar yeter sayısı olduğunu ve görüşmelere devam edeceklerini söyledi.
“Atatürk Parkının ön cephesini kapatacak” Meclis üyelerinin görüşlerini aldıktan sonra yeniden konuşan Seçer, “Hepimizin buluştuğu bir nokta var; ana konteyner limanı bizim için olması gereken bir yatırım. 2009’da da bunun çalışmaları başlamış, ÇED süreci tamamlanmış. Birbirinden bağımsız olaylar gibi bakmamak lazım. Elbette yatırım konusunda kimse bizden daha fazla hevesli değil. Elbette Mersin gelişsin, ekonomisi canlansın, istihdam olsun, vergi gelsin. Böyle bir karşıtlığımız yok ama yatırım yapalım derken de ortalığı berbat etmeyelim, çevre, kent ya da yaptığımız yatırımın altyapısı anlamında da ne yaptığımızı bilerek bunları yapmamız lazım. Zaten bu bir tavsiye kararı; şu anda yapılan yapılıyor ama ‘her şey bitti, biz de sesimizi çıkarmayalım, kaderimize razı olalım, dilimiz lala olsun, hiçbir şey konuşmayalım’. Böyle bir siyaset, böyle bir meclis, böyle bir demokrasi anlayışı olur mu? Herkes bildiğini söyleyecek. Bu genişleme alanının yanına bir kruvaziyer liman yapılıyor. İnceledim, Antalya Çeşme örneği var. Şimdi devam eden Galata Port projesi var. Dünyanın hiçbir yerinde konteyner limanıyla kruvaziyer limanın yan yana olduğu bir örnek yok. Sınır Atatürk Parkı ama dolgu alanı Atatürk Parkının ön cephesini kapatacak şekilde denize doğru ilerliyor. Evet, karada Atatürk Parkıyla ilgili bir tecavüz yok. Ama burada iddia ediyorum, tutanaklara geçiyor, tarih bunu yazacak, eğer bu gerçekleşirse burada kruvaziyer limanı olursa çok kısa bir süre sonra ‘Kardeşim, konteynerlerin arasından mı turist Mersin’e giriş yapacak? Bu şık değil’ deyip, Atatürk Parkından bir bölüm limana yapılacak. Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenir. Yatırım yapsın, 2,6 milyon TEU’dan 3,6 milyon TEU’ya çıkacak. Çok güzel. İyi de 2009’dan bu yana uğraşılan bir ana konteyner limanı projesi var. 15 milyon TEU planlanıyor, çok daha büyük, 5 katı. Neden onu görmezlikten geliyoruz da buraya olumlu bakıyoruz? Mersin’de liman hizmetleri konusunda da monopolleşmeye karşıyım. Bu yöntemle bu yatırıma karşı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. ÇED korusunda da bazı çelişkiler var. Bazı arkadaşlarım bu çalışmanın sözleşme gereği olduğunu söyledi ama bu demek değildir ki, bunu yap kafana göre yap. Doğuda saha da var, bin 400 dönüm yer var. Mersin’i bilen hiç kimse istemez, ‘Ana konteyner limanı olsun’ der. Belki bizim yaptığımız tarihe bir not düşme ama bunları söylemezsem vicdanım beni uyutmaz. Hiç kimse burada yatırıma karşı değil. Buradaki yönetim anlayışını yok saymaktır. Yatırıma karşı değiliz, limana karşı değiliz, limanın gelişmesine karşı değiliz, yabancıyerli yatırımcıya karşı değiliz ama kanun var, nizam var” diye konuştu. Seçer, konuşmasının ardından teklifi meclis üyelerinin oylarına sundu. Temenni kararı oy çokluğuyla kabul edildi.