Mersin’deki çeşitli kadın örgütlerinin düzenlediği 7. Feminist Gece Yürüyüşü, akşam saatlerinde Beşiktaş Meydanı’nda yapıldı. Kadınlar “Atanmış hayata ve patriyarkaya karşı aşağıya bakmadan yan yana” yazılı bir pankart açtı.
Kadınların hazırladığı bildiri Ayşegül Göçmen ve Ayşe Jini Güneş okudu. Kadınların 8 Mart bildirisinde şu ifadelere yer verildi:
“Geçen sene yüzlerce kadın bir araya gelerek yürüdüğümüz, sokak sokak meydan meydan sesimizi yükselttiğimiz, birbirimize temas ederek birbirimizden güç aldığımız günden bu yana hem çok şey değişti hem pek bir şey değişmedi. Patriyarkanın, baskının, şiddetin ve krizlerin binbir biçimi üzerine bir de pandemi eklenirken bizler bu zor günlerde umutsuzluğa kapılmamak için feminist mücadelemizden ve dayanışmamızdan güç aldık. Geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana yaşadığımız COVİD-19 sürecinde evlere kapatılmayı ve kapatıldığımız evlerde şiddete, tacize ve yoksulluğa karşı isyanımızı bir kenara bırakmayı kabul etmedik. Pandemi boyunca kadın dayanışmasıyla birbirimizin çaresi olan bizler, yine birbirimizden güç almak için; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, hayatımız ve haklarımız bizimdir demek için; kadın dayanışmasını büyütmek için buradayız.”
“HAYAT EVE SIĞMADI”
“Tüm dünyanın belirsiz bir krize sürüklendiği pandemi de ”hayat eve sığar” dediniz. Sığmadı. Sığmıyor! Pandemi bahanesi ile evlere hapsettiğiniz biz kadınlar her türlü şiddete maruz bırakılırken üzerine bir de şiddet azalıyor dediniz. Azalmadı! Artan bakım yükü, evin hiç bitmeyen işleri hep kadınların sırtında. Aileniz çürüyor, içten içe kokuyor. Kendimize ait bir ev mi var? Kendimize ait bir oda mı var? Kendimize ait bir hayat mı var? Var edeceğiz. Patriyarkanın, saray rejiminin, sömürünün ve erkek şiddetinin karşısında, hayatımızı ve haklarımızı savunmaktan vazgeçmedik. Ekonomik, siyasi ve eril krizin faturasının biz kadınlara kesilmesini, salgında evlere kapatılmayı kabul etmedik. Bugün de 8 mart için , birbirimiz için sokaklara aktık, meydanları doldurduk.”
“ASLA BİRBİRİNDEN VAZGEÇMEYEN KADINLARIZ”
“Geçtiğimiz yıl boyunca ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ demekten vazgeçmedik, her bulduğumuz fırsatta da söylemekten vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 Sayılı Kanun’u, önleme ve koruma kararlarını uygulamayan erkek-devlete “Suçlu sensin!” diyen kadınlar biziz! Şiddet faili erkeklerin cezasız bırakıldığını, kadın katillerine verilen cezaların yaşamak için öz savunma uygulamak zorunda olan kadınlara verildiğini gören ve birbirinden asla vazgeçmeyen kadınlarız! Cezasızlık politikalarınız biz kadınlara her an ölüm ve şiddet olarak geri dönerken bir kez daha diyoruz ki eşit ve özgür bir yaşam kurana kadar kendimizi savunmaya devam edeceğiz. Suçlu, cezasızlıkla erkekliği ödüllendiren polis, yargı ve iktidar. Ve öz savunma bizim yaşam hakkımız! Erkek şiddetine karşı hayatını savunduğu için tutsak edilen kadın arkadaşlarımızın sesini sesimize katıyoruz. Çıplak aramaya maruz bırakılan, tacizin bir çok şeklini yaşamış ve bunu ifşa etme cesaretini kendinde bulan ve bulamayan bütün kadınların da sesleri bugün burada. Bizimle. Özgür, eşit ve şiddetsiz bir yaşam için mücadele eden, emeği görünmeyen ve baskılar ile hapsedilen bütün kadınlar için bir aradayız.”
“PANDEMİ EKONOMİK KOŞULLARI ZORLAŞTIRDI”
“Pandeminin derinleştirdiği ekonomik krizi üstümüze yıkmaya çalışanları; ‘üretim devam etsin’ diye fabrika karantinalarında çalışmaya devam edilmesini, çocuk işçiliğin gizliden devam ettirilmesi için 20 yaş altı yasaklarından işçi gençlerin ve çocukların muafiyetini, esnek çalışmayı, evden çalışmayı, güvencesizliği biz kadınlara lütuf gibi sunanları unutmadık. Ne 3 çocuklu annelik kariyer planlarınıza ne de ev işlerinin doğal görevimiz olduğuna yönelik dayatmalarınıza uyduk! Kod-29’a, ahlak safsatasıyla işten atılmalara, ücretsiz izne karşı direnen kadınlarız! Mersin’in her yerinde emeği, iş güvencesi ve hakları için mücadele eden kadınlarız! Bir kere daha birlikteyiz! Çünkü bizlere dayatılan işsizlik ve yoksulluğa karşı biz emeğimize sahip çıkıyoruz ve ekonomik özgürlüğümüzü istiyoruz!”
“LGBTİ+ İLE BİR ARADAYIZ”
“Devlet eliyle yok sayılmaya ve hedef gösterilmeye çalışılan, erkek devlet şiddetine maruz bırakılan ama tüm bunlara rağmen aşağıya bakmadan “Alışın, burdayız, her yerdeyiz!” demekten bir an olsun vazgeçmeyen LBTİ+’larız! Atanmış kimliklere karşı seçilmiş aşklarımızla heteropatriyarkaya karşı mücadele eden LBTİ+larız, bir aradayız. Translar başta olmak üzere tüm LGBTİ+’lara yönelen devlet şiddetine karşı birlikte direniyoruz. Erkek-devletin LGBTİ+fobiyi ve kadın düşmanlığını büyüttüğünü görüyoruz. Hayatlarımızı birlikte savunmak, özgürlüğümüzü birlikte kazanmak için dayanışmamızı daha da büyüteceğiz… Çünkü biz nefretin hedefi olmadığımız, özgürce kendimiz olabildiğimiz bir dünyayı kazanacağız!”
kaynak:mersin yaşam