CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da Apartman Görevlileri Buluşmasının açılışında konuştu.
Apartman görevlilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, çözüm önerilerini anlattı.
Kılıçdaroğlu ayrıca dün Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan, İnsan Hakları Eylem Planına ilişkin de konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
“SİYASET KURUMU SİZİ GÖRMÜYOR”
* Siz görev yapıyorsunuz ben biliyorum. Öyle 8 saat 9 saat değil yeri geldiğinde 10 saat, 12 saat hatta 24 saat görev yapıyorsunuz ama görünmüyorsunuz. Siyaset kurumu sizi görmüyor.
* Bir sürü büyük laflar ediliyor ‘vatan, millet, Sakarya…' İyi de hergün çalışan doğru dürüst tatili olmayan oturduğu yerler çok sağlıklı olmayan yüz binlerce insanın sorunuyla acaba siyaset kurumu ilgilendi mi?
* Acaba gelip sizin dertlerinizi dinlediler mi? Acaba bu ülkeyi yöneten insanlar ‘ya gideyim bir apartman görevlisinin evine. Bir çayını kahvesini içeyim bir sorayım bunların bir derdi var mıdır, yok mudur?' diye geldi mi? Hayır ‘bize oy verin' diye geldiler sadece.
“BÜTÜN APARTMAN GÖREVLİLERİ BENİM DOSTLARIMDIR”
* Beni iyi tanımanızı isterim. Benim dostlarım vardır o dostlarımın başında da sizler gelirsiniz. Bütün apartman görevlileri benim dostlarımdır. Ben size gelin bize oy verin diye bir çağrı yapmıyorum.
* Dikkat buyurun, ben sizin sorunlarınıza talibim, ben sizin daha iyi bir yaşam sürmenizi istiyorum. Benim diğerlerinden temel farkım budur. Ben sizin inancınıza, kimliğinize, yaşam tarzınıza saygılıyım ama sizin bir derdiniz varsa o dertle ben derlenmek zorundayım.
* Eğer bu memlekette hepimiz huzur içinde yaşayacaksak her evde huzurun olması lazım. İzmir'de bir deprem oldu pek çok bina yıkıldı, çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti.
* Bazı binalarımız yıkılmamakla beraber burada kimse oturamaz kararı alındı ve o binalar zaman içinde yıkılacak. İzmir'e birinci gidişimde depremi yerinde gördük. Hastanelere gittik, yaralıları ziyaret ettim. Bir süre sonra yeniden İzmir'e gittim ve evleri yıkılan apartman görevlileri ile bir araya geldim. Neden? Bina yıkılmış hadi diğerlerinin gidecek ikinci bir yeri olabilir ama apartman görevlisi ne olacak gidecek yeri bile yok.
*Belediye başkanlarımızla beraber o apartman görevlileri ile birlikte toplantı yaptık ve bütün belediye başkanlarına, ‘apartman görevlilerinin tamamına iş vereceksiniz' dedim.
“GÜÇLÜ OLMANIZ İÇİN BİR ARAYA GELMENİZ LAZIM”
* İktidar sahipleri sizi düşünmediler ama bu kardeşiniz düşündü. Ben hiçbir zaman ‘sen kime oy verdin? Bize mi oy verdin yoksa başka partiye mi?' diye sormadım. Tamamına iş bulacaksınız dedim.
* Güçlü olmanız için bir araya gelmeniz lazım. Siz fabrikada çalışan işçiler gibi değilsiniz. Fabrikada çalışan işçiler haklarını isterler, yeri geldiğinde grev yaparlar, yeri geldiğinde beraber hareket ederler.
*Ama sizde bir apartman var görevlisi sadece sizsiniz ve dolayısıyla hak arama konusunda zayıfsınız, güçsüzsünüz. Hakkınızı aradığınız zaman yönetici sözleşmenizi feshedebilir. O nedenler örgütlenmek önemlidir. Hak, hukuk, adalet diyoruz.
“ÜNİVERSİTEYİ BİTİRMEK DE ÇÖZÜM OLMUYOR ARTIK İŞ BULMAK İÇİN”
“Çoğu yerde kayıt dışı çalışılıyor. Sigortasız. Bu bir hak çalmadır. Sigortasız çalıştırmak, o kişinin geleceğini çalmak demektir.
* Bir apartman görevlisi kadın daha önce yaptığımız bir toplantıda, ‘Neredeyse günün 24 saati çalışıyoruz ailecek ama sigorta primim 15 gün yatıyor. Ben 30 gün çalışıyorum, korkumdan gidip diyemiyorum' dedi. Haklı mı haklı. Bu kadının geleceği de bir anlamda istismar ediliyor.
* Emekli aylığı alacak, primini az yatırırsanız az maaş alacak. Onun emeğini çalıyorsunuz. Bir anayasamız var. Eskidir, darbecidir diye bir sürü laf ederiz ama bu anayasada der ki ‘Çalışmak herkesin hakkıdır' ve ‘Devlet çalışma alanlarını büyütmek, genişletmek zorundadır'.
* 10 milyonun üstünde işsizimiz var. Belki sizin çocuklarınızdan da işsiz olan çok var. İş bulamıyorsunuz, torpiliniz yok. Torpil olacak ki, iş bulacaksınız. Üniversite mezunu olup işsiz olan var.
* Kadın üniversite mezunu iki çocuğum var diyor hiçbir yerde iş bulamadım, diplomam hiçbir işe yaramadı ve ben evlere temizliğe gitmek zorundayım benim görevim diyor.
* Üniversiteyi bitirmek de çözüm olmuyor artık iş bulmak için. Güçlü bir torpiliniz olmazsa iktidardan yana bir torpiliniz olmazsa iş bulamıyorsunuz. KPSS'de yüksek puanlar alabilir çocuklarınız ama sözlüde eleniyor. Niçin? Torpili yok diye. Birlikte olmak zorundayız. Adaleti istiyorsanız adaleti beraber arayacağız.
“İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI”
* Dün bir toplantı yapıldı ‘İnsan Hakları Eylem Planı' diye. Sizin hakkınız teslim edildi mi? Edilmedi. Bir engel var mı? Yok. Sizin hakkınızı teslim etmeyen kişi ‘İnsan Hakları Eylem Planı açıklıyorum' diyor. Ya arkadaş önce benim bir hakkımı teslim et ondan sonra çık başka haklar varsa onlar için mücadele et.
* Bugün düşüncesinden ötürü hapishaneler tıka basa dolu. Efendim, ‘İnancından ötürü kimse hapse girmeyecek', inancından ötürü binlerce kişi hapishanede şu an.
* Düşüncesini açıkladı diye insanlar hapiste. O yüzden insanlar korkuyor. Eğer bir ülkede bir siyasi parti, bir devleti 19 yıl yönettikten sonra kalkıp da ‘Ben İnsan Hakları Eylem Planı açıklıyorum' diyorsa o ülkede insan hakları yok demektir. İnsan haklarının olmadığını itiraf etmektir. 19 yıldır ben mi yönettim?”
“10 MİLYON İNSANA KİM İŞ VERECEK? BEN Mİ İŞ VERECEĞİM, SİZ Mİ İŞ VERECEKSİNİZ?”
* 19 yıldır siz mi yönettiniz, başkaları mı yönetti? 19 yıldır siz yönetiyorsunuz 19'ncu yılda diyorsunuz ki ‘İnsan Hakları Eylem Planını açıklayacağım, kimse düşüncesinden ötürü hapse girmeyecek, hak arayan insanlar hapse girmeyecek şunlar olmayacak bunlar olmayacak.
* Herkesin işi olacak' … 10 milyon insana kim iş verecek? Ben mi iş vereceğim, siz mi iş vereceksiniz? Siz mi devleti yönetiyorsunuz? Hapishaneler neden tıka basa dolu? Bir insan düşünebilir, konuşabilir.
* Düşüncesinden ötürü hapse girmesi kadar yanlış bir şey yoktur. Ben aklımı kullandıktan sonra suç işliyorsun diyor. Düşüncemi niye ifade etmeyeyim? Hepimiz düşüncelerimizi ifade etmeliyiz.”
“DÜNYADAN HABERİ OLMAYAN BİR MİLLETVEKİLİ”
*Sizin de tatil hakkınız var. Efendim apartman görevlisi 6 ayda bir telefonunu değiştiriyormuş, kapısının önünde arabalar bekliyormuş. Söyleyen kim? Dünyadan haberi olmayan bir milletvekili. Beyefendi senin kapının önünde 5 araba olabilir, bir yerden değil 5,6 yerden maaş alabilirsin, sarayın beslemesi olabilirsin peki o insanlar ne yapacak? Bu insanlar zor bela geçiniyorlar.
* Ben isterim her apartman görevlisinin arabası olsun, tatile gitsin. Bunun için apartman görevlisinin iyi bir yerde, sağlıklı koşullarda oturması lazım. Hayat öyle değil, gerçek öyle değil. Tanıdıklarım da var, zar zor geçiniyorlar.
* Öyle insanlar var ki milletvekili emekli aylığı alıyor, ayrıca 4 yerden de maaş alıyor. Aylık geliri 50 bin, 60 bin lira. Bunlar paraya bile doymuyor. Size verilen aylık da ise cimrilik yapıyorlar. Biz 3 bin 100 lira yaptık asgari ücreti. Topluma hizmet etmek budur.
NE OLMUŞTU?
AKP Milletvekili İsmail Tamer, çıktığı bir televizyon programında, “Bakıyoruz, eleştiren insanlar cep telefonlarını altı ayda bir değiştiriyorlar, arabalarını yılda belki de ikinci yılda değiştiriyorlar. Artık asgari ücretlinin evinin önünde arabası mevcut” ifadelerini kullanmış, bu sözler tepkilere neden olmuştu. Ardından açıklama yapan Tamer, “İnanın o sözleri hangi televizyon kanalında ne zaman söylediğimi bile hatırlamıyorum. Ama ben esas o sözler Apartman görevlileri için söylemiştim” demişti.
kaynak:sözcü