İstanbul Ayvansaray Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Yeşim Avunduk, mobbingin iş performansına etkisini ölçmek için İstanbul’da 10 özel şirkette bine yakın çalışanla mobbing (psikolojik taciz) araştırması yaptı. Araştırmanın detaylarını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Yeşim Avunduk, “Mobbing bir grup insanın bir kişi ya da diğer bir grup üzerinde caydırma, rahatsızlık verme, psikolojik baskı kurma ve taciz uygulamasıdır. Her 4 kadından 1’i çalışmaya başladığı 1 ile 3 yıl içinde mobbinge maruz kalıyor. Yani özel sektörde çalışan kadınların yüzde 25’i çalışmaya başladıkları ilk 3 yıl içinde mobbinge uğruyor” dedi.
Eğitimle fark etme oranı yükseliyor
Avunduk, “Erkekler ise genellikle iş arkadaşları tarafından mobbinge uğruyor. Her 4 erkekten 3’ü mobbing görmüş. Kadın ve erkekte bilinçlenme arttıkça mobbinge uğradığını fark etme oranı artıyor, dünya genelinde de aynı şey söz konusu” diye konuştu.
“Fiziksel tacize rastlamadık”
Mobbingin iş performansını doğrudan etkilediğini belirten Avunduk, “Mobbingin farklı türleri var, ben araştırmamda fiziksel tacize rastlamadım. Bunun herhangi bir hukuki yaptırımı veya cezası yok. Somut olarak tespit etmek de çok zor. Mobbinge maruz kalan kişilerin iş performansı düşüyor. Aileler çocuklarını yetiştirirken öz farkındalık ve kişiler arası ilişki gelişimine önem vermeliler. Çocuklarını ayaklarının üstünde dursun, yere sağlam bassın diye yetiştirirken, ‘kendi ayaklarının üstünde dur’ kavramının ‘karşısındakinin hakkını yiyebilirsin’ anlamına gelmediğinin öğretilmesi gerekiyor. Çünkü birine mobbing yaptığınız zaman onun hakkını yemiş oluyorsunuz. Onu istemiyorsunuz, psikolojik baskı uyguluyorsunuz. Bundan beslenen kişiler de var” ifadelerini kullandı.
En Sık Uygulanan Yöntem: Alay Etme
Mobbingin, mağdur üzerinde psikolojik ve duygusal hasar yaratabilmekte olduğunu ve ileri düzeyde intihara kadar götürebildiğini söyleyen Avunduk, “Araştırmaya katılanlar arasında uygulanan mobbing türleri ağırlıklı olarak baskı kurmak, çalışma arkadaşları tarafından alay edilmek ve psikolojik baskıya maruz kalmak olarak görüldü. En çok mobbingi yöneticiler cinsiyet ayırımı ve etnik kökene dayalı olarak yapıyor. Dünyada şiddetli psikolojik ve fiziksel taciz şeklinde mobbinge uğrayan kişilerin yüzde 13 ile 15’i intihara teşebbüs ediyor. Kişilerin genellikle işini bırakamayacağı iş yerlerinde mobbing daha fazla görülüyor ve işten ayrılmak şartlar sebebiyle zor bir tercih oluyor. Bu sebeple gördüğü psikolojik baskıyı uzun süre göğüsleyip çalışmaya devam edenler de var” dedi.
Kanunlarla, mağduriyetin olabildiğince önlenmesinin sağlanması gerektiğini belirten Avunduk, “Mobbing’i tespit etmek ve düzeltmek için bir sistem oluşturulmalıdır. İşveren bu gibi durumlarda, özel bir soruşturma yürütmeli ve mağduriyet belirtilerini tespit etmeli ve karşı önlemler almalıdır. Ayrıca, mağdurlar için yardım ve destek prosedürleri geliştirilmeli” diye konuştu. Daha yüksek duygusal zeka, çalışma ortamındaki gelişmeleri olumlu etkilediğinden ve işyerinde çatışma ve çatışmaya verilen tepkiler arasında önemli bir moderatör olduğundan genç yaşlardan itibaren duygusal zeka gelişimi üzerine ailelerin odaklanması gerektiğini aktaran Avunduk, “Aileler, çocukları yetiştirirken ‘hakkınızı savunun ama kimsenin hakkını yemeyin’ düsturunu öğretmeli. Hayatta başarı bir başkasının üstüne basarak gerçekleştirilmemeli” diye konuştu.
MERSİN YAŞAM