Güney gazetesinden Abidin Yağmur’un haberine göre, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi İmar Komisyonu üyesi Abdurrahman Yıldız, Mezitli Sanayi Sitesi projesine kurban edilmek istenen Davultepe’deki narenciye bahçelerinde incelemelerde bulundu. Yöredeki çiftçilerle konuşan ve mülkiyet durumu, ekim dikim durumu hakkında bilgi alan Yıldız, konuyu Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yeniden gündeme getireceklerini söyledi.
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi İmar Komisyonu üyesi Abdurrahman Yıldız’ın konuyla ilgili açıklamalarından bazı satırbaşları şöyle:
“Davultepe bölgesi 30 sene öncesine kadar portakal, limon, narenciye bahçeleriyle dolu alanlardan bir tanesiydi. Bir kısmı daha sonra yanlış imar politikaları sebebiyle binlerce dönüm narenciye alanı heba edildi. Bu narenciye ağaçlarının yerine hemen aşağıda gördüğünüz apartmanlar yer aldı. Narenciye Mersinlilere verilmiş bir lütuf olmasına rağmen biz bunun değerini bir türlü bilemedik. Yıllardan beri narenciye alanlarını yok eden bir siyaset anlayışıyla hareket ediyoruz. Şuranın altını çizmek gerekir. Mersin kenti bundan 30 yıl öncesine kadar narenciye bahçeleriyle anılırken şu anda talanlarıyla anılıyor. Bu bahçeler hızla yok edildi ve yerlerine hızla ne işe yaradığı belli olmayan evler, iş yerleri vs. şeyler dikildi.
“1. SINIF TARIM ARAZİLERİ YAPILAŞMAYA AÇILMAMALI”
“Mutlaka her insanın barınma hakkı vardır ama bu birinci sınıf tarım arazileri üzerinde değil daha çok 3,4 ve 5’inci sınıf tarım arazileri üzerinde bu konutların yapılması gerekiyordu. Yıllardan bu yana kasaba belediyelerinin yanlış tutumlarından kaynaklı bu olaylar yaşanıyor. Kasaba belediyelerine imar yetkisi verilmiş olmasından kaynaklı talana tabi tutuldu bu araziler.”
“İMAR KARARLARI ALINIRKEN HALK SÜRECE DAHİL OLMALI”
“Şu anda içinde bulunduğumuz bu alan da maalesef önümüzdeki dönem bir küçük sanayi sitesi olarak kullanılmak isteniyor. Buna ilişkin esasen kentte çok fazla duyarlılık ve bilgi akışı olduğunu zannetmiyorum. Çünkü bazı çalışmalar insanların politikaya uzak kalmasından dolayı kapalı devre yürütülüyor. Buradaki çalışmalar da aslında kapalı devre yürütülen bir hayatın sonucu olarak yorumlanabilir. Asıl sorun bence biraz da budur. Bu sorunu çözmemiz gerekir. Yani halkın kendi yaşam alanlarıyla ilgili politikalar belirlenirken mutlaka bu politikalar tespit edilmesi aşamasında halkında işin içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki belediyeler ve imar kurumları karar verirken mutlaka halkında düşüncelerini önemsemeliler. Eğer halktan fikir alınmış olsaydı bugün burada bu tartışmayı yapıyor olmayacaktık.”
“VATANDAŞA İŞGALCİ DİYEREK KENDİLERİNE MEŞRUİYET YARATMAK İSTİYORLAR”
“Sanayi sitesi yönetim kurulu buradaki alanın işgal altında olduğunu ileri sürerek kendine buradan kendine meşrutiyet kanalı açmak istiyorlar. Fakat şu açık ki buradaki toprakların büyük bir kısmı tapulu, vatandaşın arazisi. Diyelim ki bir kısmı da işgalci ama tartıştığımız konu buradaki mülklerin kime ait olduğu konusu değil. Buradaki ağaçların kime ait olduğu meselesi aslında çok daha önemli. Toprağın kime ait olduğundan ziyade üstündeki ağaçların ne olacağı konusu çok daha önemlidir. Benim ilgilendiğim konu burası.”
MERÇED Başkan Yardımcısı Kabasakal: Betona izin vermeyeceğiz
“Tarıma elverişli değil denen arazi işte burası”
Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkan Yardımcısı Avukat Semra Kabasakal, Davultepe’de sanayi alanı için heba edilmek istenen narenciye bahçelerini gezdi. Kabasakal, “Mezitli ilçesi Davultepe Mahallesi’ndeki küçük sanayi sitesi olacak 360 dönüm narenciye bahçesini gezdik. Toprak Koruma Kurulunun “tarıma elverişli değil” dediği arazi işte burası. Bahçe sahiplerinin feryadı yüreğimizi yaktı. Göz alabildiğine uzanan 60 bin ağacın bulunduğu 20 yıllık narenciye bahçelerini betona gömme fikri içimi acıttı. Asla buna fırsat vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
kaynak:mersin yaşam