Mersin Tabip Odası yönetimi, salgın sürecinde hayatını kaybeden doktorların aileleriyle bir araya geldi. Daha önce 3 doktorun fotoğrafı anı duvarına asılmıştı. O duvara 5 fotoğraf daha eklendi.
Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen şunları söyledi:
“Bu salgın sağlık çalışanları açısından ilimizde ne yazık ki ciddi kayıplara neden olmuştur. Bugüne değin sekizi hekim 16 sağlık çalışanımız COVİD-19 nedeniyle vefat etmişlerdir. 23 Nisan 2020’de Dr. Erdinç Şahin, 26 Ağustos 2020’de Dr. Turgut Erkutlu, 14 Aralık 2020’de Dr. Nezih Aydoğan aramızdan ayrılmışlar ve onların fotoğrafları odamıza asılmıştır. Bugün de son açıklamadan bu yana aramızdan ayrılan meslektaşlarımızı anmak için bir aradayız. 20 Aralık 2020’de Dr. Nuri Ocak, 1 Ocak 2021’de Dr. Kemal Aslan, 3 Ocak 2021’de Dr. Doğan Yıldırım, 4 Ocak 2021’de Dr. Soyer Şimşek ve 17 Ocak 2021’de Dr. M.Yaşar Karabacak’ı anmak, fotoğraflarını odamıza asmak, bugüne değin sürdürdükleri mücadelelerin devam ettirmek için aileleri ile birlikteyiz. Yitirdiğimiz arkadaşlarımızın anılarını ve mücadelelerini yaşatmak için bundan sonra da gerekli girişimleri yapacağız ve isimlerinin sonsuza dek yaşatılmasını sağlayacağız.”
“Herkes için aşı sağlanmalı”
Mersin Tabip Odası, kamuoyunda tartışmalara, endişelere neden olan Covid-19 aşısı ile ilgili görüşlerini de kamuoyuyla paylaştı. Oda başkanı Dr. Mehmet Antmen, herkese aşı sağlanması, sürecin şeffaf şekilde yürütülmesi çağrısında bulundu.
Mersin Tabip Odası’nın açıklaması şu şekilde:
“Aşı tüm canlılar için hayat kurtaran ortak bir değerdir. Aşılamalarla her yıl yaklaşık üç milyon insan yaşama tutunmaktadır. COVID-19 pandemisinde de güvenli ve etkili aşılar ile yapılacak yaygın aşılamanın, salgını kontrol altına almaya katkı sağlayacağı açıktır.
Mevcut durumda dünyada uygulanmaya başlanan dört aşının hastalığı önleme konusundaki etkililikleri farklı olmakla birlikte ağır hastalık ve ölümleri önleme konusunda etkililiklerinin %100’e yakın olduğu, farklı yaş ve risk gruplarında etkililik ve yan etki açısından değişiklikler gözlendiği, bugüne kadarki veriler ışığında hiçbirinin ciddi yan etki oluşturmadığı gözlenmektedir.
Pandemi ile mücadelenin en önemli aracı olan aşıların ülkemizde uygulanma süreci, en küçük bir hatayı kaldırmayacak önemdedir. Zamanın dar olması ya da aciliyet gibi gerekçelerle olağan incelemeler göz ardı edilemez ve her koşulda yapılmalıdır. Alınacak riski olabildiğince bilmek, öngörmek ve en aza indirmeye çalışmak önemlidir. Acil Kullanım Onayı verdiği belirtilen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndaki bilim heyeti ve yetkinlikleri kamuoyundaki kaygıların giderilmesi açısından hızla açıklanmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’de uygulamayı planladığı aşılar için etkililik, güvenlilik, kalite değerlendirmesinde kullanılan tüm verileri bağımsız araştırmacılara da açması; karar verme mekanizmalarına bağımsız araştırmacı ve kurumları da katması güven sağlamada etkili olacaktır.
Türk Tabipleri Birliği olarak koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemli aracı aşılamanın, COVID-19’a bağlı ağır hastalıkları, yurttaş ve sağlık çalışanlarının ölümlerini azaltacağını düşünüyoruz. Aşılamaya en olumlu refleksi, salgınla mücadelede 360 çalışma arkadaşını kaybetmiş olan sağlık emekçileri vermektedir. Aşıları incelememizde temel kaynak, menşei, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; Faz 3 verilerinin sonuç raporları ve yayımlanmış bilimsel değerlendirmelerdir. Topluma aşıyı tanıtacak ve kabullendirecek, toplumun güvenini yegâne kazanmış olan sağlık çalışanları olarak, aşılar ve aşılama kampanyasıyla ilgili belirsizliklerin gelinen bu son aşamada giderilmesini istemek de toplumu koruma adına sorumluluğumuz ve hakkımızdır. Aşı sonrası istenmeyen etkilerin izlemi konusunda sağlıkçılar ve toplum da sürecin parçası olmalıdır.
Her zaman olduğu gibi şeffaflıktan uzak bir yaklaşımla ve sürece dair hiçbir veri paylaşılmadan 13 Ocak 2021 günü haberlere yansıyan AKO ile uygulaması başlatılan mevcut aşı konusunda, sürecin kötü yönetilmesi dışında güvenilirlik anlamında tereddüde yer olmadığını, etkinliğin ise farklı düzeylerde bildirilmekle birlikte Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği etkinlik sınırında olduğunu yapılan bilimsel açıklamalarda görüyoruz. Güvenli bir toplum bağışıklığı sağlamak ve aşı tereddüdünü ortadan kaldırmak için TTB Aşı Tutum Belgesi’nde de belirtilen tüm aşamaların açıklıkla paylaşılması ve yeterli yaygın aşılama için gerekli adımların atılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Tüm dünyada kullanılan diğer aşılarla ilgili olarak da acilen gerekli görüşmelerin ve tedarikin yapılmasının zorunlu olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
TTB olarak daima bilimin, toplumcu koruyucu sağlık hizmetinin savunuculuğuna devam edecek, aşıyla ilgili gelişmeleri yakından takip edip yurttaşlarımızı ve tüm sağlık çalışanlarını bilgilendireceğiz. Bu vesile ile aşıların uygulanmasında belirlenen risk gruplarının dışında hakkaniyete aykırı uygulama görüntülerinin ortaya çıkması da üzüntü vericidir. İspanya’da sırası gelmeden aşı yapılan Genel Kurmay Başkanı’nın istifa etmek zorunda kaldığını ve aynı duyarlılığın ülkemizde de yaratılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.”
kaynak:mersinyaşam