Türkiye zapında 132 kadının kurduğu 29 Ekim Kadınlar Derneği adına açıklama yapan CHP eski Milletvekili Şenal Sarıhan 1 Eylül'ün “Dünya Barış Günü” olduğuna dikkat çekerek şu görüşlere yer verdi:
"Böyle bir günde ülkemizde özellikle kadına yönelik erkek şiddetinin alabildiğine tırmandığı, iktidarın, dinci-gerici politikalarla bu şiddeti adeta teşvik ettiği, Tanzimat’tan, Cumhuriyet dönemine ülkemiz kadınlarının eşitlik mücadelesinin ürünleri olan yasal kazanımlarının bir bir elinden alınmaya çalışıldığı günlerdeyiz. İktidar, son olarak Dünya ve ülkemiz kadın hareketinin ortak ürünü olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye hazırlanıyor. Gerekçe olarak da, bu Sözleşme’nin yerli ve milli olmadığını savunuyor. Oysa bu Sözleşme’nin temelini Güldünya Töre, Ayşe Paşalı, Nahide Opuzlar’ ın hukuk mücadelesi oluşturuyor.
İktidar, eylem ve işlemleri ile erkek hegemonyasını daha da güçlendirerek, topyekûn bir sistem değişikliğine hazırlanıyor. Bu değişiklik girişiminden, antidemokratik, anti laik ve hukuk dışı uygulamalarla kadın-erkek tüm toplum payını alıyor. Ne var ki içinde bulunduğumuz pandeminin yarattığı özel koşullar, adalet mekanizmalarının içinde bulunduğu kaotik durum, hak arama olanaklarını adeta yok ediyor. Bütün bu olumsuz koşullara karşın, kadınlar, amaçlanan yeni sistemde kadının insan haklarından söz edilemeyeceği bilinciyle susmuyorlar. Ülkemizin dört bir yanında farklı örgütlenmelerle ve geniş kadın dayanışması ile bu gidişe 'dur' demek için seslerini yükseltiyorlar.”
Sarıhan, 6 aylık bir hazırlık sürecinin ardından kurulan 29 Ekim Kadınları Derneği'nin amacını da şöyle açıkladı:
"Dünya ve ülkemiz kadın hareketinin ve Cumhuriyet Devrimlerinin kadının toplumsal yaşama eşit katılımı için açtığı yolu izleyerek genelde insan hakları, özelde kadının insan haklarını savunmak, geliştirmek, toplumsal cinsiyet eşitliği bilinci yaratmak, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin gereklerine uygun olarak, yasal planda ve yaşamın içinde (ev - okul - iş - sosyal - siyasal alanda) kadınların statüsünü yükseltmek, kadın ve çocukların her türlü şiddetten korunması için çalışmaktır.
Kadının eşitlik mücadelesinin, aynı zamanda demokrasi, insan hakları ve laik mücadelesi olduğunun bilincindeyiz. Bu kavrayışla, başta kadın örgütleri olmak üzere tüm demokrasi güçleri ile ele ele yürümeye kararlıyız.”