“BİZ HER EVE, İHTİYAÇ SAHİBİ HER YURTTAŞA GIDA KOLİLERİNİ BIRAKACAĞIZ”
Başkan Seçer, Haber Global ekranlarında Senem Toluay Ilgaz’ın sorularını yanıtlarken, Can TV ekranlarında da Diren Keser ile Özel Program yayınına bağlanarak, Koronavirüs salgınına karşı kentte sürdürdükleri mücadeleyi ve gerçekleştirdikleri hizmetleri anlattı. 50 personel ile 24 saat boyunca çalışan Büyükşehir Kriz Merkezi’ne bugüne kadar 56 bin 800 talep geldiğini, bunların çoğunun gıda talebi olduğunu belirten Seçer, “Biz her eve, ihtiyaç sahibi her yurttaşa gıda kolilerini belediye olarak bırakacağız. Biz bu talepleri karşılarken, herhangi bir teste tabi tutmuyoruz. Burada vatandaşın da hassasiyetine güveniyoruz. İhtiyaç sahiplerinin öncelenmesi lazım. Bize yurttaşlarımızın bu konuda yardımcı olması lazım. Bu konuda doğru davranması lazım. Hatta varsıl olanın yoksul olana yardımcı olması lazım. Dolayısıyla biz herhangi bir ayrım yapmadan bu yardımları bizden talep edenlere ulaştıracağız” dedi.
BAŞKAN SEÇER, SU FATURALARI HAKKINDA KONUŞTU
Koronavirüs süresince küçük esnaftan gelen talepleri de dile getiren Seçer, Büyükşehir Belediyesi olarak ürettikleri çareleri anlattı. Seçer, “Esnaf iş yapamıyor. Birçoğu da genelge gereği kapalı. Toplum yaşam alanlarına hizmet eden hizmet sektörü başta olmak üzere berberler, kuaförler, birçok meslek grupları zaten alınan karar gereği faaliyetlerini sürdüremiyor. Faaliyetlerini sürdürenler de iş yapamıyor. Çünkü sokakta insanlar yok. Bizim 1186 kiracımız var. Belediyenin işyerlerini kiralamış. Onların belli talepleri var. Bugün de parlamentodan bir yasa çıktı. Bizim kiracılarla ilgili alacağımız bedelleri, kira bedellerini, öteleme, erteleme, belli bir ödeme planına yayma yetkisini meclise verdi. Biz de Büyükşehir Meclisi’ni toplayarak, uygun olan neyse bunları yapacağız. Biz esnafa su faturası düzenlemiyoruz. 0-75 metreküp su kullanan esnafa, ki bizim zaten abonelerimizin % 97’sini içeriyor. % 3’ü de çok büyük su tüketen, genelde fabrikalar, büyük işletmeler. Onlara faturaları düzenleniyor. Çünkü onlar faal, çalışıyor, üretiyor, alıyor, veriyor” ifadelerini kullandı. Seçer, meskenlerde de su faturalarında okuma yapmadıklarını ve geçmiş ayların ortalaması şeklinde bir fatura düzenlediklerini dile getirdi.
“MÜMKÜNSE VATANDAŞIN BİR ARAYA GELMESİNİ ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALALIM”
Mersin gibi vaka sayısının az olduğu kentler ile virüsün yayılma merkezi haline gelen kentlerde birbirinden farklı uygulamalar hayata geçirilerek, bir takım tedbirler alınabileceğini dile getiren Seçer, şöyle devam etti:
“Bizim gibi görece olarak daha az vaka sayısının ya da çok az vakanın olduğu illerde farklı uygulamalar yapılabilir. Ama bu demek değildir ki, vatandaşa herhangi bir kısıtlama getirmeyelim, hayat normal akışı içerisinde devam etsin ve bu sorunu böylece önleyelim. Ben buna katılmıyorum. Mutlaka müdahil olmak lazım. Zaten bunu sağlık konusunda otoritelerin söylemlerinden biz aktarıyoruz. 2 temel mücadele yöntemi var ya da 2 temel bacağı var. Bir tanesi sosyaliteyi ortadan kaldırmak, yani insanların bir arada olmasını engellemek, yakın mesafedeki temasları ortadan kaldırmak. Diğer taraftan da hijyen. Bu 2 temel konuda tedbirlerimizi sıkı sıkıya devam ettirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Mersin'de uygulamaya devam ediyoruz. Pandemi Kurulu’nun da yaptığı toplantılarda ortaya çıkan sonuç bu. Toplantılarda aldığımız kararlarda da bu. Mümkünse vatandaşın bir araya gelmesini önleyici tedbirler alalım, mümkünse vatandaş zorunda kalmadıkça evden çıkmasın. Biz de dediğim gibi hijyen çalışmalarına kurumlar olarak, başta Büyükşehir Belediyesi ve ilçeler aynı ciddiyetle devam edelim.”
“LİMON ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Başkan Seçer, Mersin’in bir tarım bölgesi olduğundan bahsederek, yasaklanan limon ihracatı ve üreticilerin yaşadığı sıkıntılara da değindi. Seçer, “Bir yandan ‘sokağa çıkmayın’ diyoruz, bir yandan da ‘üretim devam etsin’ diyoruz. Üretimin devam etmesi lazım. Hayatın devam etmesi için gıda gerekiyor, gıdanın oluşabilmesi için tarımsal üretimin olması gerekiyor. Bakın Türkiye'nin en büyük üretiminin olduğu, limon üretiminin olduğu bölge Mersin bölgesi. Şimdi bir de ihracat yasaklandı. Burada üreticiler, limon üreticileri, önemli sorunlar yaşıyor. Onların sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Yine Türkiye'nin en çok çilek üretiminin olduğu bölge Mersin bölgesi, Silifke bölgesi, Anamur bölgesi. Yine üreticiler, pazarlama konusunda yaşadıkları sıkıntılara bir çözüm noktasında bizden yardım bekliyor. Bütün bunları bir araya getirdiğiniz zaman, evet ‘evde kal’ diyelim, evet tedbir alalım, evet toplum sağlığı açısından bazı önlemler alalım ama diğer taraftan, bu alınan tedbirlerin sosyal açıdan, ekonomik açıdan ortaya çıkardığı komplikasyonları da ortadan kaldıracak tedbirler almamız gerekiyor” dedi.
“MERKEZİ YÖNETİMİN TÜM YEREL YÖNETİMLERE AYRI BİR ÇALIŞMA, BİR DESTEK PAKETİ HAZIRLAMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Belediyeler olarak bekledikleri ekonomik destek konusunu anlatan Başkan Seçer, şöyle devam etti:
“Belediyelerin bu dönemde gelirleri düştü. Diğer taraftan da farklı alanlara, özellikle sosyal yardımlar konusuna yöneldiler. Biz belediye olarak zaten geçtiğimiz hafta kurum içerisinde bir genelge yayınlayarak, zaruri ihtiyaçlar dışında, bütün ihaleleri durdurduk. Doğrudan teminleri durdurduk. Ama bu da kifayet etmeyecek. Çünkü gelecek aylarda genel bütçe gelirlerinden bize düşen pay çok net görülüyor, ekonomi daraldığı için azalacak, İller Bankası payı azalacak, bizim öz gelirlerimiz azalacak. Zaten biz 3 gelir kalemi ile besleniyoruz. Hükümetin bunlara ilave gelir olabilecek bazı tedbirler alması gerekiyor ya da zorunlu ödemeler kalemi içerisinde olan, vergi, SGK primleri gibi önemli rakamlar tutan vergi ve harçlarla ilgili en azından bir süre için ödeme muafiyetleri ya da ertelemeler gelebilir. Merkezi yönetimin bu konuda büyükşehir belediyelerine, ilçe belediyelerine, tüm yerel yönetimlere ayrı bir çalışma, bir destek paketi hazırlaması gerektiğini düşünüyorum. İşin bir tarafı bu. Diğer taraftan da biz şu anda kaynaklarımızı bütün sosyo-ekonomik kesimlere, üreticilere, maaşlı çalışan, şu anda maaşı kesilen, yevmiye çalışıp, yevmiye yaşayan, gün kazanıp, gün yaşayan insanlara ya da diğer bütün alanlarda, birçok esnaf kapatmak zorunda kaldı. Çünkü alışveriş yok. Genelge ile bazı iş kolları kapatıldı. Bizim bunlara yardım eli uzatmamız lazım. Gıda yardımı, maddi yardım yapıyoruz, kaynaklarımızı buna yönelttik.”