Kimi zaman İçişleri bakanı Süleyman Soylu, kimi zaman iktidarın küçük ama, yaptırım gücü büyük ortağı Devlet Bahçeli ve tabii ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan isim zikrederek sayın Vahap Seçer’i kamuoyu nezdinde yıpratmaya çalışıyorlar.
İşin komik yanı mı, yoksa şaşırtıcı olanı mı? CHPnin güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemi kurmak konusunda yaptığı ittifak bloku içinde en önemli yeri oluşturan İYİ partinin genel idare kurulunda yer alan Burhanettin Kocamaz da bu kervana katılarak, sayın Vahap Seçer’in hiç hak etmediği suçlamaları dile getirdi. Kaldı ki; Kocamaz’ın adaylığı engellendiği(bence başaramadığı) dönemde buna en net tepkiyi koyan, Kocamaz’a yapılan bu işin aslında demokrasiye darbe vurmak olduğunu ilk dile getiren siyasetçilerden biri Vahap Seçer idi.
VAHAP Seçer başkanın bu kadar üstüne gidilip, yıpratılmaya çalışılması çok bilinçli yapılan bir iş.
Çünkü; bu güne kadar Mersin’de belediye başkanlı yapan bütün başkanların elbette hizmetleri olmuştur. Ama, toplumun her kesimi ile iletişim kurabilen Cumartesi-Pazar demeden haftanın bütün gününü kentine hizmet vermeye adayan başka belediye başkanı anımsayan var mı?
Türkiye’nin önde gelen kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptığı araştırmalarda Vahap Seçer’in kamuoyu desteğinin %73 çıkması tesadüf değil.
Bütün bunları neden paylaştım sizinle biliyor musunuz?
Geri dönüşü olmayan seçim sürecine girdik. Kimine göre nisan ayında, kimine göre mayıs ayında ya da en geç haziran ayında seçim kaçınılmaz.
Mersin’de CHP, genel seçimlere dönük propaganda çalışmaları açısından çok büyük bir avantaja sahip. “Cumhur ittifakını oluşturan AKP ve MHP li meclis üyelerinin bütün engelleme gayretlerine rağmen,CHP büyükşehir belediyesi sizlere bu hizmetleri getirebiliyorsa, CHP iktidarında toplumun her kesimini mutlu edecek hizmetleri çok daha fazlası ile yapabilir.” mesajını verebilme şansı var.
Önceki dönemlerde CHP daha çok soyut taleplere öncelik veriyordu, laiklik, demokrasi, hukuk, vb. bu yüzden toplumun belli kesiminden oy alıyor, ama iktidar olabilecek potansiyele ulaşamıyordu.
belli dönem sonra toplumun gündelik yaşamını etkileyecek, somut projeler üretti, ancak ülkeyi yönetebilecek kadrolara sahip olduğu noktasında toplumu ikna edemedi.
Bu algıyı büyükşehir belediye başkanlarımız, yaptığı hizmetlerle ÇOK NET BİR ŞEKİLDE değiştirdiler.
Özellikle Vahap SEÇER kendine özgü bir ekol yarattı.
CHP için en çok gündeme getirdikleri şey; CHP iktidar olursa yapılan yardımlar kesilir.
Mersin’de bırakın kesilmeyi, kırsal kesim başta olmak üzere el uzatılmadık kesim kalmadı. Sayın Seçer, belediyeciliğin sadece yol, su, imar işi olmadığını, kentte yaşayan tüm canlıların, (dikkat sadece insanların değil) daha güvende ve sağlıklı yaşayabilmesi için sosyal belediyeliği ön plana çıkardı.
VAHAP SEÇER, belediye başkanı olarak el atmadığı toplumsal kesim yok diyebiliriz. Hükümetin birtürlü el uzatmadığı köyde yaşayan yurttaşlarımıza canlı hayvan desteği( duruma göre koyun, keçi,kaz),gübre, tohum, sera malzemeleri. Hamur karma makinası, süt sağma makinası, üretilen ürünlerin pazara kolayca ulaşabilmesi için yapılan yollarüreticilerin değerlendiremeyip elinde kalan malları belediye olarak alıp, ihtiyaç sahibi yurttaşlarımıza
dağıtılması vb.
Türkiye’nin hangi kentinde belediye otobüsü kullanan bu kadar kadın şoför vardır.
Kent temizliği açısından bakıldığında “ kadın eli değdiği nasılda belli” dedirtiyor.
Büyükşehir Belediyesi önderliğinde kadın üreticilerinin kurduğu kooperatifler, kadınların el emeğinin değerlendirilmesi ve üretim sürecindeki yeri bütün övgülerin ötesinde.
Üniversite öğrencilerine verilen karşılıksız burs bir yana, mersine dışarıdan gelen öğrencilere verilen ücretsiz çorba, çamaşırlarını yıkayabilecekleri makinalar, birçok bilimsel ve kültürel etkinlikler.
Yoksul mahallelerde, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin anlayışı ile mahalle mutfakları ile 3,5 liraya verilen çok kaliteli ve besleyici değeri yüksek 3 çeşit yemekler…
Okullarda çocuklar için dağıtılan sütlerin yanında şimdi verilen besleyici değeri yüksek besinler çocuklar için ayrı bir zevk olmuştur.
ilçelerden tedavi için gelen hastaların yakınlarının kalacak yer sorununu bile düşünmüş bir belediye anlayışı.
ihtiyaç sahiplerine dağıtılan gıda paketleri, sosyal yardıma muhtaç ailelere gıda alımı için verilen halk kart desteği artık konuşulmuyor bile.