Tarsus Gençlik Kampı’na; Sidre Almaz ve Melike Bülbül’ün liderliğinde İtalya’dan Alberto Ossola ve Giulia Zanin, İspanya’dan Nil Aparicio ve Victor Molero, Meksika’dan Gustavo Verdin Gonzalez, Emmanuel Olvera Arvizu ve Victoria De Alba De Luna, Rusya’dan ise İana Shchednova misafir oldu.
Hem kampta keyifli vakit geçirdiler, hem de Mersin’i gezdiler
Öğrenciler, program süresince Gençlik Kampı’nda çevre düzenlemesi, alan temizliği, geri dönüşüm atölyesi faaliyetleri, kampa gelen ziyaretçilerle vakit geçirme, çocuklarla oynama, tamirat, boyama gibi dolu dolu aktivitelerle vakit geçirdi. Kamp dışında da öğrenciler, Kanlıdivane, Adamkayalar, Kızkalesi, Cennet-Cehennem, Astım Mağarası, Kayacık Vadisi, Lamos Kanyonu, Saint Paul Kilisesi, Kırkkaşık Bedesteni, Tarsus Tarihi Evleri ve Tarsus Doğa Parkı’nı gezdi.
“Özellikle Atatürk’ü ve önemli değerlerimizi anlattık”
Yabancı öğrencilere liderlik eden Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği 2’nci sınıf öğrencisi Melike Bülbül, şunları söyledi:
“Bu projede 4 farklı ülkeden 8 öğrencimiz var. Bu 8 öğrenci buraya gönüllü olarak, çalışma kampına geldi. Biz de onlara diğer arkadaşım Sidre Almaz’la birlikte liderlik ediyoruz. Tarsus Gençlik Kampı’ndaki işlere yardımcı oluyorlar. Çevreye, doğaya ve insanlara faydalı şeyler bırakmaya çalışıyorlar. Bu sebeple biz onlara yardımcı oluyoruz. Arkadaşlarımız burada marangoz ustalarına yardım ediyorlar. Örneğin boya yapıyorlar; diğer ufak, incitmeyecek, insanlara zarar vermeyecek marangozluk işleri yapıyorlar. Etraftaki çevre düzenlemelerini yapıyorlar. Buradaki çalışanlara, beden eğitimi öğretmenlerine yardım ediyorlar. Buraya gelen çocukların survivor parkurunda yaptıkları etkinliklerde onlara yardımcı oluyorlar. Mersin’i ve Tarsus’u gezdik. Farklı yerlere, kanyonlara, doğa alanlarına, denize gittik. Tarsus’un tarihini onlara güzel bir şekilde anlatmaya çalıştık. Özellikle Atatürk’ü ve önemli değerlerimizi onlara anlattık.”
“Türk kültürünü öğreniyoruz. İyi ki Mersin’i seçmişiz”
Gönüllülükle İspanya’dan gelip Tarsus Gençlik Parkı’nda ağırlanan Victor Molero, Katalonya’da Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde okuduğunu söyleyerek, “Mersin’i çok sevdim. Akdeniz ikliminden dolayı Barcelona’yı anımsatıyor. Buradayız, burada çalışıyoruz. Çalışırken de Türk kültürünü öğreniyoruz ve pazarlık yapmayı öğrendik. Bir gecede arkadaşım Nil ile bu programa katılmaya karar verdik. Egzotik bir yer olmasını istedik. Daha fazla kültürel birleşimin olacağı bir yer istedik. O yüzden Türkiye’yi seçtik” dedi.
Meksika’dan Emanuel Olvera Arzivu, “Mersin’i çok beğendim. Kebaptan, tantuniden çok hoşlandım. Türkiye’de en sevdiğim yemekler bunlar. En sevdiğim tatlı da baklava. Cennet-cehenneme gittik. Orayı çok beğendim. Burada şu anda tamirat işleri yapıyoruz. Genel anlamda kampta çalışanlarla beraber çalıştım, yardım ettim” diye konuştu.
Rusya’dan ise İana Shchednova, “2 yıldan beri çalışma kamplarına katılmak istiyordum, ama bu yıl yapmaya karar verdim. Türkiye benim için güzel bir seçim oldu. Mersin’i çok sevdim, çok hoş bir şehir. Çok sevdiğim kısımlardan biri de, katıldığım Yörük Gecesi oldu. Onların dansını öğrendim. Çok sevdim. En güzel anılarımdan biri buydu” ifadelerini kullandı.