HPV Virüsü ve Aşı Hakkı” konulu panel CHP Mersin Milletvekili Av. Alpay Antmen’in moderatörlüğünde, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi üyesi Av. Derya Demir, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Av. Müjde Tozbey Erden’in sunumuyla yapıldı.
ŞAŞMAZ: “2020 EKİM AYI İTİBARİYLE 110 ÜLKE HPV AŞISINI ULUSAL AŞI PROGRAMINA ALDI”
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz sunumunda, 50 yaşına kadar dünyadaki her beş kadından dördünün HPV virüsü ile karşılaşacağını belirterek, “Dünya Sağlık Örgütü bu konuda, bütün dünya ülkelerine HPV aşısının ulusal aşı programına alınması gerektiğini söylüyor. Dünyada 2020 Ekim itibariyle 110 ülke, dünyadaki ülkelerin yüzde 57’si HPV aşısını, çocukluk çağı ulusal aşı programına almış. Türkiye aşı takvimine almada hiç bu konuda geç kalmamıştı. Covid öncesinde bu aşının ulusal aşı programına alınması gündeme gelmişti. Belki covid olmasa bu süreç hızlanabilirdi. Ama nedense şu ana kadar hala rutin aşamasına giremedi” ifadesini kullandı.
“ÖDEDİĞİMİZ HPV AŞI PARASININ İADESİ İÇİN DEVLETE DAVA AÇTIK, KAZANACAĞIZ”
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Av. Müjde Tozbey Erden, “Sosyal devlet anlayışı gereği sağlık bir hak. Sağlığın ücretsiz olması da bir hak. Özellikle devletin, imkanı olmayanların sağlığını koruması konusunda önlenebilir tedbirleri alması bir sorumluluktur.
Eğer devlet bu yetkilerle donatılmışsa, kız ve erkek çocuklarımız rahim ağzı kanseri ve diğer kanser türleri olmadan önce, devlet bunları neden önlemiyor? Önleyebilir güce sahip olmasına rağmen, insanların bu virüsü kapmasına sebep olan devlet buna müdahale etmeyecek. Aslında bu da bir cinayettir. Bunun çözümü bir aşı. Biz bu cinayetlere nasıl müdahale edebiliriz?
Biz devlete Türkiye’nin 23 farklı şehrinde 23 ayrı dava açtık. Yani aşıladığımız kızlarımız adına. 2 bin seksen beş TL ödediysek, Sosyal Güvenlik Kurumu’na dava açtık. Dedik ki, bu paraları bize iade etmek zorundasın. Derneğimiz bu paraları istiyor dedik. Bunun üzerine hakimlerimiz bilirkişiye gönderdi. Üç gün önce bize bilirkişi mütalaası geldi ve şunu söylüyordu.
Birincisi; Rahim ağzı kanseri aşı ile engellenebilir. İkincisi; Aşının güvenilirliği yüzde 99.7’dir. Üçüncüsü; Bu aşı maalesef SGK’da ödemesi yapılmamaktadır. Bu şu anlama geliyor. Biz açtığımız 23 davayı kazanacağız. Bu çok önemli bir başarı” ifadesini kullandı.
DEMİR: “DOLAYLI CİNAYET ÖNLENMİŞ OLACAK”
Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Derya Demir sunumunda aşı hakkının sağlık hakkıyla, sağlık hakkının da doğrudan yaşam hakkıyla ilgili olduğunu belirterek şunları söyledi: “Mücadele çok önemli. İnsan hakları mücadelesi insanlığın ortak bir mirasıdır. Bize insan haklarını hiç kimse altın bir tepside sunmadı. Toplumsal mücadeleler sonucunda elde ettik hepsini. Orta Çağ karanlığındaki kölelikten özgür yurttaş olmak ve diğer tüm kazanımlarımız mücadele sonucuydu.
Dolayısıyla HPV aşısı mücadelesinin de bu amaçla baktığınızda, bu mücadelemizi kazanacağımıza inanıyoruz. Açtığımız davalarda bilirkişi raporları, aşının ücretsiz olması konusundaki mücadelemizin bilimsel olarak ne kadar haklı olduğunu da kanıtlamış oldu.
HPV aşısının yaygın bir şekilde çocuklara okullarda ulusal aşılama programına alınması durumunda, rahim ağzı kanserinden ölümlerin azalacağı bilimsel bir veridir. Dolaylı cinayet de önlenmiş olacak. Mücadelemizi daha da ileriye taşıma konusunda oldukça meşru bir yolumuz var.”
“SAĞLIK HAKKI YAŞAM HAKKIDIR”
“Sağlık hakkı, yaşam hakkı demek zorundayız. Bunu demediğimiz anda sağlık hakkı Anayasa’da düzenlenen, hiçbir şekilde uygulamada yer almayan, devletin benim gücüm bu kadar dediği bir hak olarak kalıyor.
Sağlık haklarını sadece Anayasa’ya bırakırsak, o zaman hepsini Maliye Bakanına sorarlar ve bizim hayatımız parayla eş değer olur. Paran yoksa öl denilen bir zihniyeti asla kabul etmeyeceğimiz için, sağlık hakkı eşittir yaşam hakkı demeye devam edeceğiz.
Sağlık hakkının ikinci plana atılmasına izin vermeyeceğiz. İnsan haklarının insanın ortak sorunu olduğunu da söylemeye devam edeceğiz. Değişen ihtiyaçlara göre, mevcut haklarımızı geliştirmek için biz hukukçular olarak elimizden geleni yapıyoruz. Tüm yurttaşlar olarak hepimize, insan haklarına sahip çıkılması konusunda oldukça büyük görevler düşüyor.”
kaynak:mersin yaşam