Bir dizi ziyaret gerçekleştirmek üzere dün akşam saatlerinde Zonguldak'a giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu sabah basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Muhatap alınmak istiyor. Ben seni muhatap alır mıyım?” sözleri)
– Niye korkak oluyorsun? Benden uzak, beni eleştiriyorsun. Çıkarsın karşıma, iki uygar insan gibi tartışırız. Senin taraftarların da izlerler, beni de bütün vatandaşlar izlerler. Hem benden çekiniyor, arkaya dolanıyor, arkadan bir sürü laf ediyor… Ya sen çık karşıma kardeşim. Çık karşıma otur, beraber tartışalım, Türkiye de izlesin.
GİDİP TEZGAHI KURAN O, KONUŞAN O
– Allah aşkına gidip İmralı'da masaya oturan kimdi? Şimdi İmralı'nın postacılığına soyunmuş, öyle anlaşılıyor. Posta memuru mu kendisi? Gidip tezgahı kuran o. Konuşan o. Medet uman o. Yerel seçimlerde ne yaptı? Yerel seçimlerde de ona bir akademisyen gönderdi, ‘Acaba bize oy verirler mi?' diye. Selamlarını getirdi, devletin televizyonunda bunu canlı yayınladılar. Şimdi dönüp bizi suçluyor.(Erdoğan’ın “Atatürk'ün partisi CHP'yi Kandil'in kapı kuluna çevirdiler” açıklaması)
BENİ SUÇLAMA, KARŞIMA ÇIK
– Ne yaparsa yapsın, beyefendi gidici artık. Millet tahammül edemiyor. Yalana tahammül edemiyor, zamma tahammül edemiyor, haksızlığa tahammül edemiyor. Gidici. Beni suçluyor. Suçlamasına gerek yok. Çıksın karşıma.
O FOTOĞRAF İMRALI’YA MASA ATTIKLARI DÖNEMDE ÇEKİLMİŞ
(HDP Milletvekili Semra Güzel'in PKK'lı bir teröristle fotoğrafları çıkması sonrası Erdoğan’ın açıklamaları)
– Fotoğrafı gördüğümde sordum, ne zaman çekilmiş diye. Bunların İmralı’ya masa attıkları dönemde, açılım döneminde çekilmiş. Dolayısıyla bu fotoğrafın muhatabı doğrudan doğruya Erdoğan’dır.
(Millet İttifakı’nın adayı kim olacak?)
– Seçim tarihini belirlesin, biz de adayımızı belirleyeceğiz. Hem seçim tarihini belirlemiyor, hem kalkmış, “Adayınız kim?” diyor. Adayımızın kim olduğunu açıklamamız için, “Ben erken seçim istiyorum. Sandığı getiriyorum. Bay Kemal gel sen de oy kullan” demesini bekliyoruz. Söylemiyor.
ESNAF DA ZAMLARDAN ŞİKAYETÇİ
(Ekonomik kriz ve iğneden ipliğe her şeye peş peşe gelen zamlar)
– Gezdiğim pek çok yerde esnaf zamdan şikayetçi. Sattığı ürünü gidip yeniden alırken aynı fiyattan alamıyor, zamlı fiyattan alıyor. Elektrik fiyatlarının yükselmesinden şikayet edenler oldu. Dolayısıyla esnaf sıkıntılı. Sıkıntıyı biz de görüyoruz zaten, fark ediyoruz. Zonguldak'ta karşılaştığımız olay Trabzon'da da var, Hakkari'de de var, Elazığ'da da var, İzmir'de de var. Esnafın büyük sıkıntısı var. Esnafa biraz kolaylık sağlamak lazım. Aldıkları kredilerin faizlerini silmek lazım.
İKİ YIL İÇİNDE YURT SORUNU KALMAYACAK
(Tıp öğrencisi Enes Kara’nın intiharı)
– Enes'in videosunu izlediğimde, her vatandaşın olduğu gibi benim de yüreğimde bir şeylerin koptuğunu gördüm. Yurt yapmak devletin görevidir. Öğrenciye, üniversiteye gelirken güvence sağlamak, devlet yurtlarında onlara imkan sağlamak devletin görevidir. Bu yapılmadı. Hala yapılmıyor. Bizim bir taahhüdümüz var: 2 yıl içinde bu sorunu kesinlikle çözeceğiz. İki yıl içinde yurt sorunu kalmayacak Türkiye'de.
ANKARA'YA DÖNÜNCE TALİMAT VERECEĞİM
– Bu tür yurtlarda kalan öğrenciler eğer bir sorunla karşılaşıyorlarsa, eğer sıkıntıyla karşılaşıyorlarsa, ‘Bu yurttan memnun değiliz ama gidecek yurdumuz yok' diye düşünüyorlarsa, bütün belediye başkanı arkadaşlarıma Ankara'ya dönünce talimat vereceğim; Size gelen herhangi bir öğrenci yurtta barınamadığını, huzur içinde çalışamadığını, özgürlük alanının sınırlandığını, rahat olmadığını, karnının doymadığını ifade ediyorsa özel bir telefon hattı vereceğiz. Bu telefon hakkını kamuoyuyla paylaşacağız. Ve diyeceğiz ki belediye başkanlarımıza: Bu öğrencilerin varsa sorunu mutlaka çözün. Bizim belediyelerimizin olmadığı yerde, bizim milletvekillerimiz size yardımcı olacaktır.
ÜLKEYİ YÖNETEN SİYASET KURUMU
– Şimdi her birimizin oturup düşünme zamanı. memleketin iyiye gitmediğini ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz. İşsizliğin olduğunu ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz. Neden bu hale geldik? Siz de soruyorsunuz, ben de soruyorum. Buradan nasıl çıkarız? Siz de düşünüyorsunuz, ben de düşünüyorum. Kim buradan Türkiye'yi çıkacak? Siyaset kurumu. Siyaset kurumu dışında başka bir seçeneğimiz yok. Çünkü ülkeyi yöneten siyaset kurumudur.
İKTİDAR, “EMEKLİLER İKİNCİ SINIF VATANDAŞTIR” DEDİ
– Bir yasal düzenleme yapılıp, ‘Emekli milli gelir artışından pay alamaz' diye bir düzenleme konuyorsa yasaya, kanuna, bütün emeklilerin düşünmesi lazım. ‘Ya arkadaş, düne kadar memleketin kalkınması için biz çaba harcadık. Biz alın teri döktük. Şimdi benim evlatlarım çalışıyor ama kalkınmadan bana pay verilmiyor. Niçin? Ben bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşı mıyım?' Evet var olan iktidar dedi ki, ‘Emekliler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ikinci sınıf vatandaşıdır, onlara kalkınmadan pay verilemez.' Kanun hükmü. Beğenin veya beğenmeyin…
HAKKINIZI BANA OY VERİN DİYE SAVUNMUYORUM
– Emekli geçinemeyince, “Ramazan Bayramı'nda, Kurban Bayramı'nda en azından birer maaş ikramiye verin” diye meydan meydan gezdim. Bütün mitinglerde söyledim. Bir ilden bir grup emekli bana telgraf çekti. ‘Biz iki maaş ikramiye istemiyoruz. Durumumuz da çok iyi.' Aynı emekliler şimdi aynı telgrafı çeker mi onu bilmiyorum. Sizin hakkınızı savunan kişiye, ‘Bizim hakkımızı savunmayın' diyor bu emekli kardeşlerimiz. Ben sizin hakkınızı bana oy verin diye savunmuyorum. Sizin hakkınızı, bu ülkeye yaptığınız katkılar dolayısıyla savunuyorum.
HANGİ FAİZ DÜŞTÜ?
– Memleketin her tarafı dolar oldu. Milli parayı unuttuk. Yok milli para. Milli para varsa, hiçbir işe yaramayan, itibarsız bir para haline geldi. Neden? Üretimde zayıfsanız, her şey dışarıdan geliyorsa sizin paranızın da itibarı yoktur. İşin Türkçesi budur. O nedenle ‘üretim, üretim, üretim' diyoruz. ‘Faizleri düşüreceğiz, yeni bir modele geçtik' dediler. Allah aşkına hangi faiz düştü? Gidin herhangi bir banka müdürüne deyin ki, ‘3 ay önceki faiz nedir, şimdiki faiz nedir? Kredi alacağım.' Hangi faiz düştü?
BÜTÜN KİRLİLİKLERİ, SOYGUNU MİLLETİN ÖNÜNE KOYACAĞIZ
– Kim vurgun yaptı? 18 liradan doları bozdurup 13 liradan geri aldığı zaman milyarları kim vurdu? Kim götürdü bu paraları? Manava, emekliye, işçiye, sanayiciye soruyorum, ‘yok' diyor. Kim vurdu bu parayı? Araştırma önergesi verdik, o da reddedildi. Niye araştırmayalım? Ama benim Zonguldaklılara sözüm var: Allah'ın izniyle iktidara Millet İttifakı geldiğinde bunu araştıracağız. Bütün kirlilikleri, bütün soygunu milletin önüne koyacağız ve millet kendi vicdanıyla oturup karar verecek.
kaynak:sözcü