Ülke genelinde yaklaşık 15 bin medikal firmanın bulunduğunu, bu sektörde ülke genelinde 250 bin çalışan olduğunu söyleyen Hançer, Mersin genelinde 400’ün üzerinde medikal firma 1500’e yakın çalışanın olduğunu belirtti.
Hançer, “Sektörümüz üniversite hastanelerinden 30 ay geriden gelen ödeme düzensizliği ile kan ağlamaktadır. Bu düzensizlikten kaynaklı işletmesini kapatan, iş hacmini küçülten, fabrikalarını kapatan, iflas eden işletmeler bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
“MALİYE BAKANLIĞI VERDİĞİ SÖZÜ TUTMADI”
Hançer, 2019 yılının 9.ayında Maliye Bakanlığının talebi üzerine %25 feragat yapan tıbbi cihaz sektörüne, ödemelerin 6 aya düşürüleceğine dair verilen sözlerin tutulmadığını söyledi.
Tıbbi cihaz sektörünün ithalata dayalı olduğunu aktaran Hançer, yurt dışından ürünleri dövizle tedarik ettiklerini söyledi. Son aylarda döviz karşısında eriyen Türk lirasına dikkat çeken Hançer, “İhale sözleşmelerindeki ödeme vadesi 6 ay olmasına rağmen ödemelerin ucu açık uzun vadelere yayılması verilen kısa vade sözlerinin tutulmaması sektörümüzü olumsuz yönde etkilemiştir. Kamu hastanelerine iş yapan firmalar artık ihalelere katılamaz durumdalar. Bu da gelecekte ciddi anlamda halk sağlığı sorununa sebep oluşturacaklardır. Bu sürece müdahale edilip makul ve istikrarlı vade belirlenmediği takdirde kamu hastaneleri medikal cihaz ve ürünlerini yüksek fiyatlara almak ve bulamayacak durumda kalacak” dedi.
“HASTA İLE MEDİKALCİLER KARŞI KARŞIYA GELMEKTE”
Solunum cihazları, hasta alt bezleri, Jelli tak sondalar, kolostomi torbaları ve ortopedik malzemelerde artan fiyat artışları karşısında medikal firmalarının hastalarla karşı karşıya geldiğini söyleyen Hançer, “SGK’nın engelli, yatalak hastalar için rapor reçete karşılığında ödemesini yaptığı hasta alt bezi, jelli tak sondalar, kolostomi, yara bakım mama torbaları, korse grupları vb. Ürün gruplarının fiyat artışları karışında hastalardan fiyat farkları isteniliyor. Hastaların mağduriyeti kadar SGK ile sözleşmeli olan medula sistemiyle perakende medikal firmalarının da aynı mağduriyeti yaşadığını söylemek isterim” ifadelerine yer verdi.
Artan fiyatlar karşısında firmaların hasta ve hasta yakınları ile karşı karşıya geldiğini belirten Hançer, döviz kuru artışı nedeniyle artan fiyatların, döviz kurunun düşmesiyle üretici ve ithalatçılar tarafından düşürülmediğini söyledi.
“İMALAT DURDU”
Türkiye genelindeki birçok tıbbi cihaz ve ürün imalatçısının artan hammadde ve ulaşım maliyetlerinden kaynaklı imalatlarını durdurmak zorunda kaldığını aktaran Hançer, “Artan kur ve imalat maliyetlerindeki fiyat artışına bağlı olarak özel ve kamu hastanelerindeki işletme maliyeti artmasına bağlı olarak sağlık hizmetlerinde yüzde 100 ‘e varan zamla karşı karşıya kalacağız. Halk olarak önümüzdeki dönemlerde Özel ve kamu hastanelerinden sağlık hizmeti alamayacağız” dedi.
Hançer, Mersin Medikalciler Derneği olarak yetkililerden taleplerini şu şekilde sıraladı:
– Kamu hastaneleri ödeme vadelerini kabul edilebilir makul seviyelere çekilebilmesi.
– Kur farkından dolayı zararlarımızın giderilebilmesi için vade farkı veya kur farkı ödenmesinin yapılması.
– Üretim ile ilgili Mersin bölgesinde birtakım teşviklerin sağlanması.
– Tedarik ve hizmet zincirinin önemli aktörlerinden bayilik sistemi ile çalışan firmalarımızın DMO’dan merkezi alımların yapılmasıyla düştükleri bu zor duruma acilen çözüm üretilmesi.
– Döviz cinsinden ithalat yapıp ülkemize ürün tedarik eden sektörümüzün Türk lirası cinsinde yapılan ihalelerde bir düzenleme yapılıp firmaların zarar etmesini engellemek adına çalışma yapılması.
– Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığımızdan bu konulara daha duyarlı olup sektörümüzün bu sıkıntılarına çözüm üretmeleri.
– Yükselen bu fiyatlar karşısında, hasta mağduriyetinin giderilmesi, Medikal firmaların içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulması için SGK’dan beklentimiz SUT fiyatlarının acilen en kısa zamanda güncellenmesidir.