NKP üyeleri 11 Mart 2011’de yaşanan Fukuşima nükleer felaketinin 10. yıl dönümünü anmak ve nükleer santralin zararlarına dikkat çekmek için nükleer santralin olduğu Akkuyu’da basın açıklaması yapmak istemiş ancak güvenlik görevlilerinin müdahalesiyle basın açıklaması yapılamamıştı. Ancak o gün basın açıklaması girişiminde bulunan 30 kişi hakkında yine de dava açıldı.
NKP yürütme Kurulu üyesi Ful Uğurhan, Güvenlik güçlerinin baskısı sonucu gerçekleştiremedikleri açıklamaya dava açılmasını “Öyle bir iddianame hazırlanmış ki muhtemelen önümüzdeki zamanlarda hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak. Ama hukuk nasıl olmaz temelli bir ders olacak bu” sözleriyle tepki gösterdi.
NKP üyelerine karşı açılan dava hakkında yapılan basın açıklamasını NKP yürütme Kurulu Üyesi Ful Uğurhan okurken, açıklamaya birçok kurum temsilcisi ve Mersin Emek Demokrasi Platformu üyeleri katıldı.
“CANLILARIN YAŞAMINA DEĞER VERMİYORLAR”
Halkın büyük çoğunluğunun istememesine rağmen Akkuyu’da ısrarla inşaatı sürdürülen nükleer santrale karşı, 1976 yılında yer lisansının verilmesinden bu yana 45 yıldır kararlılıkla mücadele ettiklerini söyleyen Uğurhan, “Bugünümüzü ve geleceğimizi büyük bir riske atanların çok iyi bildiği gibi mücadelemiz nükleer santrallar ve nükleer silahlar yer yüzünden temizlenene kadar da sürecek. Çünkü bizler geçmişte yaşanan büyük nükleer felaketlerden ders çıkarıyoruz. Çünkü inşaatın daha en başında zeminde iki kez çatlak oluşmasına rağmen son sürat ilerlemesini, bölgede yaşayan insanların sağlığı ve huzuru gözetilmeksizin yapılan patlatmaları, covide rağmen kalabalık ortamda güvensiz şartlarda çalışan işçilerin durumunu gördükçe, başta insanlar olmak üzere canlıların yaşamına nasıl da değer vermediklerini çok iyi idrak ediyor ve kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.
“HUKUK NASIL OLMAZ TEMELLİ BİR DERS OLACAK BU”
Bu amaçla bu yıl 11 Mart 2011 yılında Fukuşima’da meydana gelen nükleer felaketin 10. yıldönümü nedeniyle Akkuyu’ya giderek farkındalık yaratmayı hedeflediklerini söyleyen Uğurhan, “Havaya on adet balon bırakarak felaketten zarar görmüş insanları anacak, bölgedeki yaşayan hemşerilerimizle sohbet edecektik. Ama öyle olamadı. Daha aracımızdan iner inmez kolluk kuvvetlerinin yoğun baskısına maruz kaldık. Sorumluluk duygularımız gereği iyi niyetle çıktığımız yolda jandarmanın psikolojik şiddetine maruz bırakıldık” dedi.
Olayın bundan ibaret olmasına rağmen sonradan adreslerine gönderilen tebligatlardan haklarında dava açıldığını belirten Uğurhan, “Öyle bir iddianame hazırlanmış ki muhtemelen önümüzdeki zamanlarda hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak. Ama hukuk nasıl olmaz temelli bir ders olacak bu” ifadelerini kullandı.
Uğurhan, söz konusu iddianamede; Anayasada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’de toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının izinsiz olarak kullanılabileceğinin kabul edildiğini ama buna rağmen zorlama bir alt maddeyle dava açıldığını söyledi.
“BİZ NİYE AKKUYU’YA GİTMEYELİM Kİ?
“Hakkın, hukukun, adaletin esamesinin okunmadığı zamanlarda yaşayanlar ” olarak bu duruma pek de şaşırmadıklarını söyleyen Uğurhan, “Ama sormadan da edemiyoruz: Biz niye Akkuyu’ya gitmeyelim ki? Hemen yanı başımızda sadece bölgeyi değil bütün Akdeniz havzasını yaşanmaz hale getirecek bir nükleer santral inşaa ediliyor. Biz tabi ki hem kendimizin hem de gelecek kuşakların yaşam hakkını savunacağız. Biz tabi ki tarım alanlarımızı, ormanlarımızı bizim dışımızdaki canlıların yaşamını savunacağız” dedi.
“NÜKLEER KARŞITLARI DEĞİL, DOĞANIN DENGESİNİ BOZANLAR YARGILANSIN”
Nükleer Karşıtları’nın değil yaşamı, doğayı ekolojik dengeyi bozanların yargılanması gerektiğini söyleyen Uğurhan, “Ülkemizi nükleer çöplük yapmak isteyenler, suyumuzu, havamızı kirletenler, ülkemizi betona boğanlar yargılanmalıdır. Her kesimden herkese çağrımızdır; Gelin hep birlikte yaşamı savunalım. 25 Ekim’de saat 10.00 da Mersin Adliyesi’nde mahkememiz var. Gelin dayanışma nasıl olur gösterelim ve hep birlikte haykıralım; Nükleer Karşıtları Yargılanamaz” ifadelerini kullandı.
kaynak:mersin yaşam