Uzuncaburç’un kadınlarına Büyükşehir rehber oldu
2 bin 300 yıllık tarihi geçmişe sahip Uzuncaburç Antik Kenti’nin yer aldığı Uzuncaburç Mahallesi’nde yaşayan üretici kadınlar, satış alanı konusunda büyük sıkıntılar yaşıyordu. Her yıl yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğrayan Uzuncaburç’un üretici kadınları, ürünlerini nerede, ne kadara ve nasıl satacakları konusunda kendilerini aydınlatacak bir rehber arıyorlardı. Bu aşamada devreye giren Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi, kadınların yaşadığı sıkıntılara çare buldu.
Pekmez ve kuru üzüm yapımı için Uzuncaburç’ta ateşler harlandı
Arpa, buğday, ceviz ve elma gibi çok sayıda ürün zenginliğine sahip Uzuncaburç’un kadınları, bölgenin en meşhur ürünü olan üzüm için bağ bozumu yaptı. Kadınlar bağdan toplayıp evlerine getirdikleri üzümleri katma değere dönüştürmek için kolları sıvadı. Kimi bu üzümlerden pekmez üretirken, kimi ise kuru üzüm yapımına başladı. Üretici kadınlar yaz sıcağında odun ateşini yakıp, güneşin altında zahmetli bir üretim sürecine başladı.
Pekmez için üzümler çiğnendi, kuru üzüm içinse beklendi
Pekmez üreten kadınlar sandıklara topladıkları ürünleri ‘Pekmezlik’ adını verdikleri üretim alanlarına getirdi. Üzümleri çiğnedikten sonra harlı ateşin üstünde kaynatan kadınlar, daha sonra bu üzümleri haşlayıp süzdü. 4-5 saatlik bir kaynama sürecinin ardından süzülen bu üzümler pekmez halini aldı. Kadınlar bütün bu zahmetli üretim sürecinin ardından pekmezleri bir kez daha süzdü, şişeledi ve satışa hazır hale getirdi.
Pekmez üreten kadınlar kadar kuru üzüm yapımına başlayan kadınlar da bağ bozumuyla beraber zahmetli bir süreçten geçti. Harlı ateşin üstünde kaynayan kazanların içerisine batırılan üzümler, daha sonra evlerin damlarında kurumaya bırakıldı. Pekmezini ve kuru üzümünü bin bir emekle satışa hazır hale getiren kadınlar için asıl iş o andan itibaren başladı.
Büyükşehir, ürünlerin satışı için Uzuncaburç’ta bir çalışma başlattı
Mersin Büyükşehir Belediyesi, yoğun ziyaretçi alan Uzuncaburç’ta yaşayan üretici kadınların satış ve pazarlama konusunda yaşadığı sıkıntılar üzerine bir program hazırladı. 4 oturumlu eğitim programının ardından üretici kadınlar için bir de üretici kadın stantları açıldı. Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi’nde görevli Burcu Sert, “Üretimi daha profesyonelleştirmek adına birtakım eğitim çalışmalara başladık. 4 oturumlu bir çalışma gerçekleştirdik. Bunların içerisinde dijital pazarlama, sosyal medyayı kullanma, satış ve pazarlama teknikleri, aynı zamanda da paketleme eğitimine yer verdik. Sonrasında hemen bir stant açtık. Bu stantlar hafta içi her gün açık. Gelen ziyaretçilerimiz hem Mersin’in ürün zenginliğini görüyor hem de kadınların üretimine destek olmuş oluyor. Evde üretim yapan tüm kadınlara profesyonel anlamda satış ve pazarlama eğitimleri vermeye devam ediyoruz” dedi.
“Kendi ürettiklerimizi değerlendiremiyorduk, satışını yapamıyorduk”
Uzuncaburç Mahalle Muhtarı Haluk Ünal, tarihi ve kültürel zenginliğiyle özel bir mahallede yaşadıklarını belirterek, “Kendi ürettiklerimizi değerlendiremiyorduk. Yani satışını yapamıyorduk. Ama Allah razı olsun, Vahap Başkanımız bize böyle bir imkan sağladı. Stantlarımızda çok güzel ürünlerimiz var. Kuruyemişler, sebzelerimiz, doğal çaylarımız, hepsi mevcut” dedi.
“Kadınlar çok istekliler, öğrenmek ve yapmak istiyorlar”
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Gönüllüler Şube’sinde kayıtlı ve kadınlara gönüllü olarak eğitimler veren Barış Deniz Akbaş, “İlk önce buradaki üretici kadınlarımıza müşteriyle nasıl konuşması gerektiğini, müşteriye nasıl davranması gerektiğini öğrettik. Güler yüzlü olmalarını, temiz olmalarını ve yaptıkları ürüne, satacakları ürüne hakim olmaları konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Onun dışında da ürünü daha iyi nasıl sunacakları, nasıl fiyatlandıracakları, fiyat politikasını nasıl yapacakları konusunda ufak çalışmamız oldu. Buradaki enerjiyi hiçbir yerde bulmadım. Çok istekliler. O kadar öğrenmek istiyorlar, yapmak istiyorlar ki hiçbirinde ‘ya ben dinlemeyeyim, kulak ardı edeyim’ yaklaşımını görmedim. Beni çok heyecanlandırdı” ifadelerine yer verdi.
“Pazara gidin, çarşıya gidin, üzüm; Uzuncaburç’tur”
Üretici kadınlardan Ayşe Karataş, pekmez yapımında en zor kısmın üzümleri çiğneme aşaması olduğunu, Büyükşehir Belediyesi’nin mahalleye hediye ettiği üzüm sıkma makinesini yakında kullanmaya başlayacaklarını belirterek, “Uzuncaburç deyince üzüm. Pazara gidin, çarşıya gidin, üzüm; Uzuncaburç’tur yani. Burada markadır ama bunun da çok zorlukları var. Pekmez yaparız, pekmez yaparken de çok zorlanırız. Onu topluyorsun, çiğniyorsun. Ben çiğnedim, geçen sene bir hafta bacaklarım ağrıdı. Onun için şimdi bir sıkma makinesi varmış. Onu Başkan bize gönderdi. Daha faaliyete geçirmedik. İnşallah bundan sonra geçireceğiz. Bu zorlukları kolaylaştıracağız” dedi.
“Başkanımız sağ olsun bize bir satış standı açtı”
İstanbul ve Ankara gibi kentlerde de yaşadığını ancak doğduğu yer olan Uzuncaburç’tan kopamadığını vurgulayan Karataş, “Üzümümüz marka ama biz satamıyoruz. Niye? Çünkü bizi destekleyecek kimse yok. Buraya üzüm pazarı kuruluyor ama alıcılar ne isterse onu vermek zorunda kalıyoruz. Mesela 3 lira derse adam, 3 liraya vermek zorundayız. Çünkü vermezsek bağda kalıyor. Şimdi Başkanımız sağ olsun bize bir satış standı açtı. Onun sayesinde inşallah ürünlerimiz değerinde gider” diye konuştu.
62 yaşındaki üretici Hamide Üre, satış konusunda kendilerine artık bir fırsat kapısı aralandığını belirterek, “Biz bunu yazın satacağız diye uğraşıyoruz. Bir şişe bir şişe. Bir gelen olur bir şişe veririz, ondan sonra bekleriz. Böyle bekliyoruz işte” ifadelerini kullandı.
Üretici kadınlardan Ayşe Uçan, aldığı eğitimler sayesinde alıcı için ürünlerinin cazibesini artıracaklarını vurgulayarak, “Köyde ne yetiştiyse hepsini usulünce satacaksın, tertibiyle satacaksın, görüntüsü güzel olacak. Kendinin görüntüsü temiz olacak. O şekil satılacak” dedi.
“Başka ne isteriz ki Vahap Seçer’den, çok güzel işler yapıyor”
Üreticilerden Raziye Kara ise aldıkları eğitimle ilgili olarak, “Burada üretilen şeylerin paketlemesini öğrendik. Nasıl daha güzel, daha iyi satılır. Değerini biraz daha yükseltmek için paketi nasıl daha güzel yapılır, onu öğrendik. Alelade satıyorduk ama şimdi artık daha iyisini öğrendik. Hedefimiz köyümüzü daha ileriye doğru götürmek. Başka ne isteriz ki Vahap Seçer’den? Başka bir şey isteyemeyiz çünkü çok güzel işler yapıyor” ifadelerini kullandı.
“Sıkmamız için gelenler çok”
Yörenin meşhur yiyeceklerinden ‘sıkma’ yapan Nazmiye Kuru, “Uzuncaburç’taki en meşhur yemeğimiz bu. Özellikle sıkmamız için gelenler çok. Gelen turistlere en çok ikram ettiğimiz şey. Geçimimizi bununla sağlıyoruz” dedi.
Uzuncaburç’un ziyaretçilerinden İlda Akbaş, “Ben Balıkesir’den buraya tatil amaçlı geldim. Gelmeden önce de bayağı bir araştırma yapmıştım. Burayı da internette gördüm. Gelince böyle bir stantla karşılaştım. Gerçekten çok hoşuma gitti. Kadınların bu işte ön ayak olması gerçekten çok etkileyici, bu çok gurur verici bir şey” diye konuştu.