Peş peşe gelen bu biri sosyolojik ve siyasi, diğeri biyolojik patlama bir tesadüf değil.
Ülkeyi ve devleti fütursuzca kirleten ve tüketen bir yönetim anlayışının kaçınılmaz sonucu.
Gelin bu iki olay arasındaki benzerliği irdeleyelim.
Son yıllarda giderek artan bir şekilde kıyılarımızda görülen ve halk arasında deniz salyası veya müsilaj olarak adlandırılan görüntülerin ortaya çıkış nedeni; tek hücreli mikroorganizmalar olan alglerin ortamdaki karbon, azot ve fosfor gibi inorganik maddeleri besin maddesi olarak kullanarak aşırı üremesi ve koloniler oluşturmasıdır.
Peki algler neden aşırı miktarda çoğalırlar? Bunun başlıca sebebi kirliliktir. Kirliliğin kaynağı ise; içinde bol miktarda besin elementi olan azot, fosfor taşıyan evsel atık sular ve tarımsal faaliyetlerde kullanılan gübrelerdir. Bizim kirlilik olarak adlandırdığımız maddeler, bu tek hücreli canlılar için besin kaynağıdır. Ortamda besin bol olunca da algler aşırı miktarda çoğalırlar ve türlerine göre de suları yeşile, kahverengine, beyaza veya pembemsi renge boyarlar ve ortamdaki oksijeni tüketerek biyolojik çeşitliliğin azalmasına veya tamamen yok olmasına sebep olurlar.
Özet olarak; bazen yanlış olarak ifade edildiği gibi bu bir doğal olay değil, insan kaynaklı bir çevre sorunudur.
Bu fizyolojik olay, şu anda devlet içinde çöreklenen taikattan mafyaya men faat örgütlerinin devleti ele geçiren iktidarın aşırı kirlenmişliğinin bir sonucu olan Sedat Peker’ in ifşa ettiği siyaset ve Yönetim yapısı ile birebir benzemiyor mu?
İktidarın içerisindeki sadece devletten yemeye odaklı örgütlerle gayrı meşru ilişkileri, rant yaratmaya, dağıtmaya yönelik, hukuk, ahlak vicdan barındırmayan tasarrufları ve bu tasarruflardan beslenen menfaat örgütlerinin büyüyerek, siyaseti, ekonomiyi ve son olarak devleti tıkaması çürütmesi siyasi bir müsilaj değil se ne?
AKP ülkeyi ” yönetirken” bırakın geleceği, yarını umursamayan sorumsuzluk içerisinde ülkeyi ve devleti kirletmek sözcüğü az kalır lağıma dönüştürdü.
Bu kirlilik suç örgütlerini, mafya yı, tarikatların besleyip büyütürken, devleti çökertti.
Sonunda lağım patladı ve Sedat Peker olayı ve Marmaradaki müsilaj AKP iktidarının eş zamanlı salyasıdır.
Türkiye bu kirliliği daha fazla taşıyamıyor.
Her ne kadar inkar etmeye çalışsa da iktidarın kendisi bile.
AKP bu kirliliğin içine o kadar batmış ki, ondan bu Durumdan kurtuluş adına bir adım beklemek mümkün değil. Tersine yine hukuk ve yargı sistemi ile oynayarak adalet önüne çıkmaktan kurtulmaya çalışıyor.
Ne yaparsa yapsın nafile.
Artık ne kadar çamurlaşsa da bu ülkenin midesi, AKP ve yarattığı kirliliği kaldırmıyor.
Marmaradaki müsilaj ve Sedat Peker videoları kusma öncesi salyadır.
Türkiye yaklaşan seçimlerde midesini temizleyecek ve sağlıklı, yaşananabilir bir ülke, demokrat hukuk devletini kurmak için yeni bir başlangıç yapacak…