“Hipertansiyonda genetik faktörlerin etkisi büyük”
Hipertansiyonun daha çok ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirten Dr. Şirin, “Genetik faktörlerin etkisi çok büyük. Aynı zamanda çevresel faktörler de var. Çevresel faktörler, önüne geçilebilir faktörler. Ama genetik faktörlere yapılacak bir şey yok. Ailesinde özellikle birinci derece veya ikinci derece akrabaları hipertansiyon hastası insanların mutlaka ara ara tansiyonlarını ölçtürmelerini öneriyoruz” dedi.
Sinsi bir hastalık olan hipertansiyonun Türkiye’de çok fazla görüldüğüne de dikkat çeken Dr. Şirin, “Ülkemizde 15 milyon kadar hipertansiyon hastası olduğundan söz edebiliriz. Bunlar 18 yaşın üzerinde. Dolayısıyla her 3 kişiden 1’i hipertansiyon hastası veya adayı” diye konuştu.
“Bu belirtilerin tamamı hipertansiyona işaret edebilirler”
Tansiyonu 12’ye 8’in üstünde çıkanların risk taşıdığını belirten Dr. Şirin, hipertansiyon belirtilerini şu şekilde sıraladı:
“Baş ağrısı olabilir, ellerde ve ayaklarda şişmeler olabilir, karın bölgesinde şişmeler olabilir. Görme problemleri; çift görme ya da bulanık görme. Kulaklarda çınlama. Halsizlik, bitkinlik, yorgun hissetme, nefes darlığı. Bunların tamamı hipertansiyona işaret edebilir.”
“Genelde tek ölçüm hiçbir anlam ifade etmiyor”
Hipertansiyon belirtisi gösteren kişilere 15 dakika oturur vaziyette kaldıktan sonra tansiyonlarını ölçmeyi ve bunları not etmelerini öneren Dr. Şirin, “Aile öyküsü varsa tabii ki başka belirtiler de olabilir. Kendisi kuşkulanıp ölçümler yapacak. Ölçümleri not ederek doktora gitmesi gerekiyor. Hastaneye gittiği zaman genelde tek ölçüm hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü tansiyon sürekli sabit bir şey değildir” dedi.
Dr. Şirin, hipertansiyonu en önemli kılan durumun organ yetmezliğine sebep vermesi olduğunu belirtti. Şirin, hipertansiyonun ilerleyen süreçte kalp damar hastalıkları, kalp krizi, beyin kanaması, gözün retina tabasındaki ince ve küçük damarlarda problemler, körlükler, böbrek hastalıkları ve böbrek yetmezliklerine sebep olabileceğini vurguladı.